Dünyada oluşan volkanik patlama ve akabininde orman yangınlarından çıkan toz bulutlarından dolayı ay bir süreliğine mavi görünüyor. Gökbilimcilerinde dediği gibi bu bir ışık yansıması değil ve ayın rengi maviye falan dönüşmüyor. Sadece toz bulutlarının yoğunluğundan rengi bir süreliğine bize öyleymiş gibi görünecekmiş.
Bakalım bu gece dolunay zamanı da olduğuna göre ayı gözlemlediğimizde nasıl görünecek şimdiden merak ediyorum. Bir dahaki mavi ay olayının 2018 ve 2020 yıllarında görüleceği söyleniyor. Kızıl ay olarak bilinen tam tersi bir olay ise; yangın ve güneş tutulması gibi olaylarda ortaya çıkan başka bir durum.
31 Temmuz 2015 Cuma
1 Euro ya Aldıkları Mağaradan Kendilerine Süper Ev Yapan Genç Çift...
Fransız genç çift; Alexis Lamoureux ve Lotte Van Riel genel ekonomik sıkıntılar içindeydiler. Gün gelip ev kiralarını ödeyecek paraları olmaması ve düzenli gelir sağlayan bir iş bulamamaları büyük sorun oluşturuyordu.
Bir gün ilginç bir açık arttırmaya katılarak, Loire Vadisi' nde şanslarına 1 euroya bir mağara satın aldılar. Satın aldıkları mağara çok kötü durumda yaşanmaz bir çöplükten ibaretti. Ancak genç çift ve onlara yardım eden arkadaşları sayesinde burayı yaşanabilir bir ev haline getirip, ayrıca çok da hoş bir mekan haline dönüştürmüşler.
İhtiyaçları için gerekli parayı biriktirdiklerinde çöplük halindeki, elektrik, ve kanalizasyon sistemi olmayan kötü durumdaki mağaraya yatırım yapmaya başladılar. Tam 12 aylık bir süreçte aklınıza gelecek her ayrıntıyı edinerek mağarayı yaşanabilir butik bir eve çevirdiler. Bu değişim ve mağaraya yaptıkları yatırım onlara tam 35.000 Euro ya mal oldu. Hiç fazlaymış gibi düşünmeyin çünkü bu paraya Avrupa' da ev sahibi olmak kesinlikle imkansız.
Mağaranın içinde yaşamanın en büyük avantajları iklimlere göre yazın serin, kışın ise ılık olması bu da her tür tasarruf için birebir durum. Depremlerei felaketlere dayanıklılık açısından da oldukça sağlam olan yapılar sonuçta insan yapısı değil doğal coğrafik bir oluşum. Çin' de mağarada yaşayan insan sayısının tam 40 milyon olduğu düşünülürse demekki olumlu yönleri bir hayli çok.
Ayrıca resimlerde de görebileceğiniz gibi Fransız çiftin aldığı mağara dağ başında olmaktan çok yerleşime de oldukça yakın görünüyor. İşte onların 4 yıllık sabırla çabalamaların eseri bu şirin mağara ev ne diyeyim hayırlı olsun :))
This couple bought a cave for 1 Euro and turned it into an incredible tiny home
With a steep housing market and difficulty finding a stable job, young people are turning to cave homes for a more affordable alternative.
This young couple in particular, Alexis Lamoureux and Lotte van Riel, managed to buy their cave home in Loire Valley, France for a measly €1 at an auction. The cave, previously owned by his great aunt, was not only stripped down to its bare bones in comforts but was also completely trashed.
It wasn’t just a mountain of work, it was Mount Everest and after some very clever persuading from Lamouruex, the auctioneer was more than happy to hand over the responsibility to someone else.
But why even bother; why live in a cave?
Living in a cave is exceedingly more beneficial than you might assume, and it’s actually pretty popular. In China alone, there are an estimated 40 million people living in caves, not to mention all the cave colonies dispersed across Europe in countries like France, Spain, and Italy.
For starters, it’s cheaper all around—the construction and the maintenance. This is because the core foundation is already there and the natural built in insulation from the stone keeps a more consistent temperature, which means less heating in the winter and less cooling in the summer. Never again would you feel nauseous looking at your heating bill after a particularly cold winter.
Caves are also extremely safe. Despite what you might assume, caves are not known to collapse and are usually left unaffected from earthquakes. The largest issue dealing with a cave home is generally the liquid and condensation build up in the home.
With all this in mind, Lamoureux proceeded to search for a €25,000 loan in order to create his dream cave. However, being 23 with no steady career led him to be denied from ten different banks.
Undeterred, the young couple worked at Lamoureux’s father’s restaurant for three years and diligently saved their money in order to begin the work to convert their cave into a livable space.
The saving was probably the easy part, considering the work that was required to renovate their new home. To begin with, they had absolutely no plumbing, no electricity, and no sewage pipes.
This meant 12 months of difficult, physically demanding work including the installation of 11 cable anchors secured with cinder blocks and concrete, and hand digging a ditch to allow pipes and cables to run from the house to the road.
The price tag after all the necessary renovations came to €35,000, just under $45,000. Though this might seem expensive for a cave, you’d be hard pressed to find a house with the same amenities in a similar location for that price.
The final product after four years of saving and construction is a magnificent cave home the couple can proudly call their own. Currently, both Lamoureux and van Riel live in their one bedroom one bath section of the home.
A separate bed and bath is being offered on the travel website Airbnb for €75 a night, which allows the couple to actually turn a profit on their luxury cave home.
Converted cave homes could be the answer to anyone looking to own an affordable home. As long as they’re not afraid to shed a bit of money in renovations and offer up some very serious TLC.
Resource: Here
Bodrum Tatilinin Huzurlu Yanını Yahşi' de Keşfedin...
Şuan sezon olmasından dolayı her tatil beldesi tıklım tıklım, mekanlar müşterilerle dolup taşıyor ve Bodrum da sezonun en pahalı zamanlarından birini yaşıyor. Ancak hem Bodrum da tatil yapıp hem de deniz, kum, güneş kombinasyonuyla huzuru yakalamak peşindeyseniz; Yahşi tam sizlik bir yer.
Dağların muhteşem manzarasına bakan upuzun bir kumsalı var, Yahşi' nin. Dağlar ve yemyeşil ovalar uzanırken sizde denizin keyfini çıkarabiliyorsunuz. Bodrum yarımadasında en uzun sahil şeridine sahip yer burası. Bodrum' a gidenler bilir denize girecek kumsal pek bulunmaz. Yahşi' nin adı üstünde koyu da kendi gibi tertemiz nadide yerlerden biri. Şu an için Yahşi' de bol yıldızlı büyük işgalci otellerden yok iyi yanı da bu beldeyi sakin kılıyor, dileriz ki uzun zamanlarda olmaz.
Yahşi' de fazlasıyla eski Rum evi mevcut, tarih kokan sokaklarında dolaşırken huzur buluyor insan. Ayrıca tepelere çıkıp nostaljik yel değirmenlerini de ziyaret edebilirsiniz, manzara nefes kesici... Sevimli bir Yunan Adası na gelmişsiniz gibi bir his uyanacak içinizde Yahşi' ye geldinizde, öyle ki; Roma, Bizans ve Osmanlı olmak üzere farklı kültürlere ev sahipliği yapmış.
Yahşi' de Neler Yapılır?
Bodrum' un, Ortakent ine bağlı bir köy Yahşi... Bodrum merkeze ise 7 km uzaklığında kalıyor. Ortakent' te de alışveriş merkezleri ve restoranlar var ama Bodrum' a nispeten tabiki daha sakin. Köyün rüzgarlı bazı kısımlarda sörf, parasalling yapabilme, jet ski ya da katamaran a binebilme imkanları var. Günlük tekne turlarıyla tatilinizi şenlendirebilirsiniz. Çelebi Adası nın berrak ve tertemiz olması onu gözde kılan şeylerden biri. Ayrıca Kargı Koyu nun uzun sahili ve develeriyle mehşur.
Yılda bir defaya mahsus olmak üzere Yahşi Kumsalında geleneksel deve güreşleri düzenleniyor. Bu keyifli festivale denk gelirseniz şanslısınız demektir. Kazanan deveye ise bayıla bayıla yediği İskender veriliyor. Yahşi' de istediğiniz yerden denize girebilirsiniz, plaj halka açık giriş ücreti yok, ayrıca erken gidip şenzlonda kağabilirsiniz onlarda ücretsiz, sadece yiyecek içecek için ödüyorsunuz.
Yahşi' nin ünlüsü lokmacı anayı mutlaka ziyaret edip, mehşur lokmalarından tadın. Burada yöresel tatları keşfedip, keşkek ve pilavı birçok restoranda yiyebilirsiniz.
Yahşi' de Nerede Kalınır?
Ufak ufak butik otellerin ve pansiyonların olduğu Yahşi' de konaklamak için bu sevimli yerlerden fikirler verebilirim.
Ömer Butik Pansiyon
Markete, denize ve restoranlara yakın oluşuyla, mavi- beyaz renklerde yunan çizgileri taşıyan dekorasyonuyla güzel bir atmosfere sahip. Denize uzaklık sadece 300 metre. 16 adet sevimli odası, barı ve restoranı mevcut. Kahvaltısı makul ve isteyenler için öğle ile akşam yemeği de var. Haziran fiyatlarında konaklama kişi başı 40 TL, ayrıca yemeklerde kişi başı 15 TL idi. Oda kahvaltı konaklama kişi başı 50 TL.
Yahşi Beach Motel
Önü denize bakan bu motelin arka kısmıda mis gibi kokan mandalina bahçelerine bakıyor. Donanım açısından biraz daha iyi durumda olan motel 20 odaya sahip. Restoranı, barı hatta yabancı turistlerin ilgisini çeken şark köşesi bile var. Yemekler günlük taze ürünlerde yapılıyor. Temizlik güzel odalar ise keyifli döşenmiş. Sabah ve akşam yemeği dahil yarım pansiyon konaklama kişi başı 70 TL
Çakır Motel
Sakin kendine ait plajı olan motel Ilgın Ağaçları nın gölgesinde bulunuyor. Kumsalında da masaları olması ve çıplak ayakla yere basarak özgürce yemek yemek kulağa hoş geliyor. Aydınlık ve temiz odaları var. Yarım pansiyon kişi başı 75 TL. Tam pansiyon ise 100 TL
Güzel Otel
Tam deniz kenarında olmada uzaklık sadece 30 metre. Ancak otelin deniz kenarında masaları bulunuyor. Ege tadında zeytinyağlılar ile çeşitli deniz ürünleri yiyabilirsiniz. Güzel denizi ve şezlongları var. Odaları da hem şık, temiz ve hemde aydınlık. Oda kahvaltı kişi başı 60 TL den başlıyor. 5 çeşitten oluşan akşam yemeğini de alıp yarım pansiyona dönüştürürseniz 85 TL oluyor.
Haziran dışında diğer aylarda gelirseniz tabi ücretler daha fazla olacaktır. Fakat siz yinede pazarlık edin.
Yahşi' de Ne Nerede Yenir?
Hortma restoranda öğle yemekleriniz için 10 TL ye gözleme yiyebilirsiniz. Deniz kenarında yer alan Neyzen lokantasında 15 TL ye 3 çeşit yemeği sulu ev yemeği yeme fırsatınız da var.
Bodrum merkezde dondurma hep pahalıdır burada ünlü Bitez Dondurma sını 2 TL ye bulabilirsiniz. Sevdiğinizle özel bir gece için Viva Ocakbaşını seçebilirsiniz kişi başı 30 TL civarı tutacaktır.
30 Temmuz 2015 Perşembe
Enfes İstanbul Resimleri / Perfect Istanbul Views
İstanbul böyledir işte... Bazen alabildiğine mağrur ve eğiktir başı, bazense öylesine vahşi ve saldırmaya hazır... Yaşamın zor olduğu ama yine de inadına yaşanılan şehirdir İstanbul..
Hep aşklarla anlatılan İstanbul da aslında devir değişmiştir artık aşklarda yalandır çoğu zaman, insanlarda... Yine de aslolan şey hala bir parçacık eski İstanbullu kalmışsa buralarda, bakıp bakıp iç geçiriyorsa şehrin silüetine işte ona sormak lazım geçmişin İstanbul' unu, aşklarını, o mert ve temiz insanlarını...
İstanbul hem her şeyin şehri, hem de hiçliğin... Kimini göğe yüceltirken, kim bilir kimleri de bir o kadar dibe sürüklemiştir. Dedim ya zordur İstanbul hayatı, o kadar merak ediyorsan sadece gezecek, görecek sonrada usulca ürkütmeden terk edeceksin bu şehri. Çünkü İstanbul; yeni zamanlarda ancak bu dilden anlar olmuş...
Birbirinden Güzel Manzaralar / Amazing Views
Dünyanın çeşitli yerlerinden birbirinden güzel doğa manzaraları ile herkese günaydınlarrr. Gününüzün çok güzel geçmesi dileğimle :))
29 Temmuz 2015 Çarşamba
Meksika Cancun da Gezilecek Yerler / Mexico Cancun Travel Points
Cancun kelime anlamı olarak Maya dilinde " Gökkuşağının Sonundaki Gemi" anlamı taşıyor. Ve coğrafi konum açısından da bu deyim tam manasıyla yerini buluyor. Bir geçiş yardımı ile anakaradaki Cancun şehrine bağlanan pırıl pırıl denize ve bembeyaz kumsallar sahip Cancun, gelen turistlere, gezginlere unutamayacağı bir yaz geçirmeyi vadediyor.
50 yıllık bir süreç içerisinde tatil merkezi haline gelen Cancun, bünyesinde hizmer veren 150 oteli ve 30 kilometre uzunluğundaki devasa muhteşemlikteki kumsalıyla yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanı haline gelmiş durumda.
Meksika' nın Quintana Roo eyaletine bağlı bu tatil cennetinde mercan kayalıkları, resifler, palmiye ağaçlarının uzandığı kumsallar, suyun altındaki ilginç heykel müzesi ile tatil hem keyfi, hem de bambaşka bir kültür deneyimine dönüşüyor.
Beyaz kumsalları 30 kilometre uzunluğunda ve en olarak da oldukça geniş, ayakları yakıp kavuran, pürüssüz kumsallar, kristal berraklığındaki turkuaz sulara açılıyor. Cancun un denizleri hem su üzerinde yüzerken tatilinizi serinletici ve keyifli kılarken, su altının gizemli dünyası ile de sizleri dalış yapmaya zorluyor.
Cancun da Gezilecek Yerler: Isla Mujeres
Günübirlik geziler ile gidebileceğiniz Isla Mujeres, mayalardan günümüze dek ulaşan ve doğurgamlığı simgeleyen tanrı Ixchel in heykelleriyle oldukça ünlü. Ve yine Isla Mujeres inde tropik güzellikteki plaj ve denizlerinde keyif yapmanız mümkün.
Cancun Su Altı Müzesi ( Cancun Underwater Museum)
Su altındaki rengarenk ve capcanlı yaşamın yanında ayrıca her gelen ziyaretçiyi büyüleyen farklı şeyler de var. Bunlardan biri de dünyanın ilklerinden biri olan Cancun' un turkuaz sularının derinliklerindeki Cancun Su Altı Heykel Müzesi (Cancun Underwater Museum). Heralde dünyanın herhangi bir yerinde bir müzeyi gezerken hiç burada olduğu kadar eğlenemezsiniz.
Çok ilginç figürlerin sergilendiği su altı müzesi, hem ilgi çekici, hem ürkütücü. Burada yer alan eserlerin özellikle, su altındaki canlı hayatını korumak ve kişileri bilinçlendirmek amacı ile yapılmış olması müzeye bambaşka değer katıyor.
Cancun Tatilinizin Keyfini Çıkartın
Ada, Karayipler gibi her açıdan zengin bir bölgede bulunduğundan balayı tatilleri ve kişisel tatiller için tam biçilmiş kaftan. Deniz ürünleri açısından muazzam bir çeşitliliğe sahip olduğu için birçok farklı lezzeti burada tadabilirsiniz. Tabiki Meksika mutfağını da unutmamak lazım. Özellikle baharatlı yemek sevenlerin bayılacağı Meksika Mutfağı, Cancun da size yöresel lezzetlerini sunacak. En favori yiyecek ise kuşkusuz Meksikalılara özgü narin yapılı Tortilla, kesinlikle tadına bakın...
28 Temmuz 2015 Salı
Terkedilmiş Hayalet Otel; Hotel Del Salto / Abandoned Hotel Del Salto - Haunted House
Kolombiya da Bogota Nehri üzerinde yer alan Hotel Del Salto karşısındaki nefes kesici ünlü Tequendama Şelaleleri ni turistler izleyebilsin ve konaklasın diye 1924 yılında inşa edilmiş. 1928 yılında faaliyete başlayan Hotel Del Salto 1990 yılına dek hizmet vermiş.
Günümüzde otel gizemli bir şekilde terk edilmiş durumda fakat gotik mimarisi ile hala mağrur ve etkileyici bir güzellikte görünüyor. Faaliyetinin sonlandırılmasına dair ise ilginç rivayetler ortalıkta dolaşıyor. Bazılarının oteli intihar etmek için kullandığı söylentilerinin yanı sıra perili olduğu konusunda da bir takım rivayetler var. Ama muhtelif sonuç ise genel olarak bakıldığında Bogota Nehri nin taşıdığı atıklardan etkilenen ve yitirilen cazibesinden dolayı kapatıldığı yönünde.
Şuan ki haliyle dahi eskiye nazaran yine ilgi çekmeye devam eden Hotel Del Salto 2011 yılında Ulusal Kolombiya Üniversitesi tarafından müzeye dönüştürülmüş. Ve her yıl bir çok turist oteli görmek için buraya geliyor. Otelin içinin durumu fotoğraflarda görüldüğü gibi çürümeye yüz tutmuş durumda bu yüzden muhtemelen içini gelenlere gezdirmiyorlardır diye düşünüyorum...
Bogota Nehri dünyadaki ikinci en popüler nehir niteliğinde ancak günümüzde artık suyu aşırı derecede kirlenmiş durumda. Hatta etrafa yayılan kötü koku yüzünden burnunuzu tıkamak için yanınızda birşey götürmenizin gerekeceğini belirtiyorlar. Müze otele giden yol dar ve virajlı olduğundan dolayı 20 mil kadar bir mesafeyi bir saatte anca alabiliyorsunuz. Park yerinin az ve sınırlı olması da insan sirkülasyonunu zorlaştıran bir diğer koşul tabii. Yollar gece oldukça kasvetli, korkutucu ve karanlık olacağından ziyaretinizi yapıp gece çökmeden kasabaya dönmekte fayda var. Ve civarda yemek satan bir yer olmadığında yanınıza bir yemek paketi alıp, gitmeniz akıllıca olacaktır. Perili Ev tutkunları için görülmesi gereken yerlerden biri Hotel Del Salto...
If you find yourself anywhere near Bogota Colombia, trek 20 miles southwest outside the city to the Tequendama Falls Museum of Biodiversity, also known as the historic Hotel Del Salto. One of Bogota’s most popular attractions, its legendary story tells how the once grand hotel clashed with nature in all its full and brutal majesty.
How To Visit:
To get there, you’ll drive (or ride a tour bus) on slow Andean Mountain roads from Bogota to Mesitas del Colegio that will take you past scenic views of the Bogota River. Though pungent from severe water pollution, as you rise in elevation the air quality begins to improve and you’ll have spectacular views of the forested subtropical habitat all the way to the 515 ft. drop of Tequendama Falls.
The best time to see the falls is during the cool, rainy months of April – May, and then again in October when the full force of the Bogota River is pushed through a mere 60 ft. gorge before it tumbles down the side of the mountain creating the spectacular waterfall. By the month of December, the equatorial climate heats up, the rain recedes and the falls will be nearly dry.
Backstory: Hotel Del Salto
As one of the most popular spots for visitors to Bogota, the hotel was first built in 1923 as a residential mansion for well-to-do architect Carlos Arturo Tapias. By 1928, an addition had been built and it was formally opened as the elegant Hotel Del Salto to much fanfare with hopes of capitalizing on tourism to Tequendama Falls. This venture was a successful one, as the hotel would be in operation for the next 60 years.
In the 1950’s, plans were laid to rebuild the structure into an 18-floor hotel, but this goal was never realized and the Hotel Del Salto continued on until the original structure became too damaged from the ever increasingly polluted Bogota River to operate, closing its doors in the early part of the 1990’s. The Hotel Del Salto sat vacant and rotting for the better part of twenty years, during which it was reported by tabloid media to have been haunted.
Tragically, it also was the scene of several suicides. Local legend has it that the indigenous Muisca Indians used to jump from Tequendama Falls to avoid capture by Spanish conquerors, where upon falling they would transform into an eagle and fly to safety. This mythical story attracted the broken-hearted who would leap from the hotel’s cliffs overlooking the falls.
Inside, the scenes of abandonment were not much better as furniture was left to mildew and the surrounding foliage began to claim the foundation as it’s own. For most, it was thought the once-elegant hotel was too far gone to be saved, much less be returned to its former 1920’s splendor.
The Museum is Born
Good news came in 2011 when the Ecological Farm Foundation of Porvenir and the National University of Colombia’s Institute of Natural Sciences began a joint restoration effort of the hotel’s intricate architecture. Their aim was to convert the Hotel Del Salto into a museum that would serve as a national symbol of cultural heritage and environmental restoration. They renamed it the Tequendama Falls Museum of Biodiversity and Culture.
The ground floor reopened as the Grand Hall of Biodiversity in August 2013. With large widows overlooking the falls, its first exhibit, Caverns: Ecosystems of the Underground World, beautifully showcased the diverse local ecology for an anxious and inspired public.
The exterior was refurbished and painted too. It’s no longer the pink structure you’ve seen all over the Internet. Now, it’s a refined and picture perfect white, that stands out against the subtropical cloud forest. All of the former overgrowth is gone and the grounds are neatly manicured.
In early 2015 a new exhibition was launched celebrating the work of French explorer and botanist Aimé Bonpland. Between 1799-1804, Bonpland identified over 60,000 South American plants that were unknown to Europe as he traveled with naturalist and geographer Alexander von Humboldt. The presentation, aimed at school-aged children, was created with the hope that younger generations embrace the Colombian museum and return as new exhibits are cycled through in years to come.
The lower floors of the Tequendama Falls Museum are not open to the public at this time, however the restoration continues. It is expected that the museum project will cost upwards of $2 million before completion.
Things To Know Before You Go:
- The Bogota River is the second most polluted waterway on the planet and the river’s smell does precede it. Bring some Vick’s Vapor Rub to put under your nose.
- The mountain road that leads to the museum is prone to landslides. It’s often slow going and takes about two hours to make it 20 miles to the falls.
- There is very minimal onsite parking, which is why many opt for a tour bus or a cab driver who will wait for you.
- Plan your visit carefully because the roads are treacherous after dark. Be sure you are back in town before night falls.
- Pack a lunch as there are no formal food facilities on site.
Resource: Here
27 Temmuz 2015 Pazartesi
Birbirinden Güzel Çatı Katı Dizayn Fikirleri / Perfect Attic Design İdeas
Attic Hang Out! Very Cool Design! Would be afraid to clean out an attic to actually do this!!
Takılmalık parti yapmalık capcanlı ve güzel bir mekan olmuş...
Uyumak, kitap okumak ve rahat edip, bahçe manzarasının keyfiniçıkartmak için oldukça ideal bir tasarım.
Sleep, good book and snuggle time...all around cozy spot.
Omg I need a freaking attic Walking Closet.
Muhteşem bir giysi dolabı tasarımının çatıkatına uygulanmış hali.
This is Attic Theatre Room and sound-proofing walls. Brilliant İdea
Sinema odası olarak tasarlanmış parlak bir dizayn fikri daha...
Super cool hippie bedroom. Wooden home from the book Woodstock handmade house.
Hippi işi el yapımı ağaçtan bir ev tasarımı, basit ama oldukça keyifli bir tasarım.
Attic Book Shelf; You could never do this with Kindles. Books as decorations. The a frame is accentuated and the French doors open the space and make it one.
Fransız kapısı etrafını kitaplardan çerçeve ve duvar şeklinde dizayn etmek olukça sıcak bir görüntü elde edilmesini sağlamış, tabiki kitaplar sadece dekor olmasın, okunsun :))
Black, white and grey decorations, balcony and perfect view.
Pek söylenecek söz yo her şey göründüğü gibi mükemmel, siyah, beyaz ve gri tonlardaki renklerin uyumu ve balkonun açıldığı muhteşem manzara...
Bohemian Attic Bedroom Design...
Doğadan vazgeçemeyenler içinçatıda doğaya açılan hoş pencere ile bohem tarzı bir yatak odası tasarımı.
Cottage Life...
Burası yazlık kısım olarak değerlendirilmiş.