10 Aralık 2014 Çarşamba
St. Petersburg' da Beyaz Geceler...
Hazır kışta gelmişken, gezgin yönümüzü kuzeye çevirip birazda St. Petersburg' un beyaz gecelerini anlatalım dedim. Rusya' nın bu güzel şehrine Mayıs ayı ile Temmuz ayları arasında gelirseniz uzun, beyaz geceler aklınızı başınızdan alabilir. Gezmekle, eğlenmekle, yemekle, içmekle bitmeyen günler yaşanıyor burada. Bakıyorsunuz saat akşam 10 ama hava hala aydınlık. Gece yarısı 2 de gerçek gece olmaya başlıyor ki, bu da çok kısa sürüyor ardından yine şafak söküyor işte bunlar; Beyaz Geceler... Muhtemelen aileler çocuklarına hava kararmadan evde ol diyemiyor. Sokaklar her dem capcanlı.
İlk gittiğinizde, metabolizmanıza işkence gibi gelebilir. Gezip, arada otelinize dönüp uyarak dinlenip sonra tekrar sokaklara dönmeniz gerekebilir. Çok fazla turist alan bir şehir St. Petersburg. Bu kentin altı eskiden bataklık olduğu için, bataklık kurutularak üzerine şehir inşa edilmiş, şehrin nispeten biraz pahalı olması verilen maddi, manevi emeklerden kaynaklanıyor. Yanınıza bir Rusça kaynak almanız gerekecek çünkü, tabelalar genelde kiril alfabesinden oluştuğu için ve İngilizce de pek konuşulamadığı için biraz Rusça öğrenmekte fayda var. Eğer turlarla gidecekseniz zaten sıkıntı yok ama öylesi de bir gezgine göre değil tabiki...
1703 yılında kurumlan St. Peterburg tarihte acılı günler geçirmiş, topraklarında çok kan dökülmüş hatta, 2. Dünya Savaşı' nda 872 gün süresince kuşatmada kalmış cefakar bir şehir. Fakat günümüzde bunları atlatmış, geriye açık hava müzesi tadında yapıları, sokakları, Çarların cafcaflı hayat hikayeleriyle, antika koleksiyonlar kalmış. Peter ve Paul Kalesi zaten gidince gezilecek, keşfedilecek ilk yer niteliğinde. İçinde katedral ve Rus Çarlarının ve aile üyelerinin mezarları mevcut. Katedralde gösteriş, ihtişam uğruna ne varsa bulunuyor. Her yer zenginliğin göstergesi adına altın renginde rölyeflerle kaplı, bunlara yine ihtişamlı heykeller eşlik ediyor. Kale, zaman zaman farklı amaçlara hizmet etmiş. Burada zamanda, Dostoyevski, Maksim Gorki, Troçki gibi ünlü isimler hapis hayatı yaşamışlar. Hapishane bölümünde eskiden kullanılan işkence aletleri, şimdilerde müzede sergileniyor. Aynı zamanda kalenin arka bölümü de savaş müzesi kısmına ayrılmıştır.
Son olarak kale hakkında bahsetmeden geçemeyeceğim ki; Çariçenin antika eşya tutkusu bulunuyormuş, bu yüzden zamanında Dünya' nın her yerinden binlerce antika eşya toplamış. Şimdi bu eşyalar kalenin içinde müzede sergileniyor, fakat işin ilginç tarafı o kadar çok eşya var ki; yılın belirli dönemlerinde eşyaları depodakilerle değiştiriyorlar ki yıl içinde tamamı sergilenebilsin. Bu müze, Dünya üzerinden en çok parçaya sahip olan ve en fazla eşya sergilenen bir müze olma niteliğinde.
Şehrin görülesi, gezilesi bir diğer yeri Isaak Meydanı ve Katedrali. Yine nefes kesici bir görüntü, sıra dışı bir mimarinin eseri olarak bu yapı hakkında diyebiliriz ki; yapım aşaması 40 yıl sürmüş olan bu bina Rus İmparatorluğu için Ana Katedral bazında yapılmıştır.
St. Petersburg' daki her katedrali, meydanı, müzeyi açıklamaya tabiki cümleler yetmez eminim ki kısa zamanda gezmekte imkansız olacaktır çünkü çok fazla var. Bu yüzden kendinizce görmek istediğiniz en önemlileri belirleyip, gezinizi ona göre yapmalısınız. Şehri en güzel şekilde gezebileceğiniz ve yorulmayacağınız nokta, muhtemelen Neva Nehrinde tura katılmanızdır. Çünkü şehrin hemen hemen her yerinde kanallar bulunduğu için, nehir üzerinde Venedik misali keyifli bir tur deneyimleyebilirsiniz.
Restoranlardan bahsetmek gerekirse; kalitesine, konseptine ve menüsüne göre tabiki fiyatlar değişiklik göstermektedir. Her zaman restorantta yemek bütçenizi zorlayacağından, eğer apart otelde kalıyorsanız kendiniz pişirip biraz daha uygun fiyatlara getirebilirsiniz. Fakat burası pahalı bir şehir olduğu için, her ne yapacaksanız önce fiyatlarını öğrenmenizi tavsiye ederim. Ayrıca her yere taksiyle gitmek yerine, halkın arasına karışıp metro, otobüs gibi toplu taşıma araçlarını kullanırsanız, hem ucuza getirip hem de bir çok farklı sima görebilirsiniz.
Tabiki St. Petersburg' da gece olmasa da gece hayatı tüm hızıyla devam ediyor. Çok sayıda club ve bar mevcut, hafta sonları daha yoğun olmalarına rağmen turistlerin olduğu dönemlerde her yer genel anlamda canlı. Son olarak belki hala bilmeyenler olabilir, Rusya Türkiye' ye vize uygulamıyor. Yani sadece pasaportunuz olduğunda, uçak biletini de 5-6 ay önceden kampanyalı şekilde ucuza alabilirsiniz, böylece yeni yollar, yeni ülkeler keşfetme hazır olursunuz. Gezgin olmak zor değil, herkesin içinde tatil, gezi, yeni yerler deyince kıpır kıpır olan bir ruh vardır...
Bir başka güzel kış tatili için gidilesi...
YanıtlaSilmimarisi hayranlık uandırıcı
YanıtlaSilÇok güzel gezmeyi sevenler içi nefis bir blog olmuş sevgiler
YanıtlaSilçok teşekkürler beğeniliyorsa ne mutlu bana sevgiler..
Sil