Hep güzel gezi yerleri yazıyorum ama bu sefer insanların bazı sebeplerden dolayı yaşamak istemedikleri ya da yaşamamaları gereken, terk edilmiş şehirleri yazacağım. Dünyada bilmediğimiz, terk edilmiş, görenlerde bir hüzün ve boşluk hissi oluşturan, geçmişte yaşanmış hayatların hayallerini hala koruyan şehirler bunlar; Hayalet Şehirler...
İlk olarak California Eyaleti nde bulunan Mono County ile başlayalım; burası Nevada Dağı taraflarında kalan, kuş uçmaz kervan geçmez dediğimiz terk edilmiş özellikte bir kasaba. Mono County de bulunan Bodie Kasabası, 1859 lu yıllarda altın madeninin keşfedilmesiyle beraber buraya yerleşip, kamp olarak kullanılmaya başlanmış. Zamanla göçler artmış ve sonunda 7 bin insanın buraya yerleşmesiyle hane sayısı 2 bin e ulaşmış ve Bodie orta büyüklükte bir kasaba halini almış. Zaman içinde maden kaynağı kurudukça kasabayı terk edenler yüzünden burası artık bomboş. Aynı Amerikan filmlerindeki insan hayatının yok oluşuna dair anlatılan konularındaki gibi günümüzde de terk edilmiş evleri, otların kapladığı araçlarıyla ve tüm tarihiyle yerli yerinde duruyor.
Azerbaycan' da ki Ağdam kenti de aynı şekilde terk edilmiş bir yer. Burada da geçmiş tarihte 150 bin kişi civarı bir nüfus yaşarken, 1993 yılında Ermeni Güçleri tarafında Dağlık Karabağ Bölgesindeki problemler yüzünden işgal edilen Ağdam şimdilerde, yarım yamalak taştan binaları ve çevrelerindeki yabani otları ile tam bir hayalet şehir.
İtalya' nın bir çok nadide güzel şehirleri varken işte Toskana Bölgesinde bir de terk edilmiş Hayalet Şehri bulunuyor. Balestrino Kasabası tüm binalarıyla, yüzyıllardır kimsesiz ve yapayalnız bir şekilde duruyor. 1100 lü yıllarda San Pietro Prensi olan Benedictine nin kurduğu şehir, ortaçağ dan günümüze ulaşmış binaları ve kaleleriyle farklı bir Hayalet Kasaba niteliğinde. Öyle ki Ortaçağ ile ilgili bir tarihi film çekilmek istenirse biraz efektle hiç stüdyoya gerek kalmadan Balestrino yu set olarak kullanabilirler. Aynı şekilde İtalya da Basillicata Bölgesinde zirve üzerine kurulmuş bir ortaçağ şehri daha var burası Craco. Bu terk edilmiş şehirde Balestrino Kasabası ile aynı kaderi paylaşıyor. 1891 lü yıllarda nüfus 2 bin civarı kişiden oluşuyorken, ve etrafında verimli topraklar bulunuyorken, zaman içinde deprem, kuraklık ve heyelanlar insanları göç etmeye zorlamış. 1963 teki son ve büyük göçten sonra burası artık bir Hayalet Şehir.
Gelelim çok büyük acıların yaşandığı Japonya da ki Hamashi Adası na. Burası savaş gemisi adası olarak bilinen, 1887-1974 yılları arasında bulundurduğu aktif kömür madenleri yüzünden gelişim sürecine tırmanmış, ancak kömürün yerini zamanla diğer enerjilerin alması sonucu zaman içinde popüleritesini kaybetmiş üzerinde insan nüfusu barındırmayan bir yer haline gelmiş.
Bazı filmlere konu olmuş bir mekan Rusya da ki Kadykchan. Komünist rejimi sona erip Sovyetler Birliği çöküşe geçtikten sonra terk edilen irili ufaklı bir çok Rus Şehrinden sadece biri Kadykchan.
Maden tutkusuyla kurulan ve zaman içinde yapayalnız bırakılan kentlerden bir diğeri de Namibya da ki Kolmanskop. 1900 lü yıllara geçildiğinde hemen zengin olabilmek hırsıyla buraya elmas bulmaya gelen insanların, çölün tam ortasına kurdukları muazzam bir şehir. Neden mi? Çünkü, şehrin içinde yüzme havuzlu pahalı evler, hastaneler ve hatta kumarhaneler yer alıyor. Ancak bu kalburüstü şehre olan talep Birinci Dünya Savaşı sonrası elmas talebinin azalmasıyla terk edilmiş. Artık çöl kumları yavaş yavaş şehri yutmaya başlamış, evlerin içine giren kumlar, duvarlarının hizalarına kadar gelmekteler.
Bir başka şehir ise Kıbrıs da ki Kapalı Maraş, zamanın ünlü mü ünlü tatil şehirlerinden biri olan Maraş; 1974 yılının 13 Ağustosunda gerçekleştirilen İkinci Kıbrıs Harekatı esnasında Türk Askerleri tarafından ele geçirilmiş ve bu olay şehrin sonunu getirmiş. Çünkü Rumlarla yaptıkları anlaşma sonucu şehir iskana tamamen kapatılmış. Geriye, bomboş yüksek binalar, oteller kalmış.
Fransa' nın Oradour- sur-Glane Kasabası İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşadığı dehşet olayların izlerini hala üzerinde taşıyor. Alman askerlerinin itaatsizlik ve asilik yaptığı için tam 642 kişiyi öldürdükleri bu yer aslında bir hatanın kurbanı. Kasaba işgal altına girince herkes öldürülmüş ve yakılıp yıkılmış. Sonrasında bölgenin dışında ve uzağından yeniden inşaa edilen Oradour-sur-Glane kasabasına günümüzde yerel yönetim hakim ve nüfusu da 2 bin kişi civarında. Eski köy ise aynı şekilde duruyor ve bu vahşet sahnesini görmek isteyen turistler gidip, gezebiliyorlar.
Ukrayna da ki Prypiat da Çernobil sonucu aynen bırakılıp, terk edilmiş ve girilmesi yasaklı yerlerden biri. 1986 dan beri kimsenin yaşamadığı şehir, binaları, meydanları, lunaparkıyla tam bir hayalet şehir. Ve yıllar sonrasında dahi bu felaketin bedelini bir çok insan malesef canıyla ödedi...
hayalet şehirler üzerine özellikle kaynak özelliği taşıyan çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSil