Türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Mart 2018 Pazartesi

Instagram Fenomeni Olan Kadın Pilot Eser Aksan Erdoğan

Instagram Fenomeni Olan Kadın Pilot Eser Aksan Erdoğan

    Pegasus Hava Yolları’nda toplam 716 pilot var. Bunların sadece 28 tanesi yani yüzde dördü kadın. Eser Aksan Erdoğan da o pilotlardan biri. Hayalini gerçekleştirmiş ve  pilot olmuş. Hatta aynı zamanda da bir gezgin, bugüne kadar 60 ülkeye ayak basmış… Hayatından oldukça memnun. Çoğu zaman takdir edildiğini söylüyor. Ancak hayal kırıklıkları da yaşadığı oluyor. ‘Uçağı kadın pilot uçaramaz’ diye yolculardan biri uçaktan inmek bile istemiş... İşte Eser Aksan Erdoğan’ın ilginç pilotluk ve seyahat hikâyesi…

Hayallerinin Peşinden Gidip Pilot Oldu

    Hollanda Dordrecht de doğan 33 yaşındaki Eser Aksan Erdoğan Üniversite eğitimini bitirene kadar orada kaldı. Onun çocukluğundan beri pilot hatta savaş pilotu olmak gibi bir hayali vardı. 
    Ailesinin istememesine rağmen 17 yaşında iken Hollanda'da askeri pilotluk sınavlarına katıldı. Fakat ilk aşamalarda elenmiş olması ailesini sevindirse de o hayal kırıklığına uğramıştı.
    Daha sonra bu hayaline ara vererek Hollanda'da Uluslararası ticaret ve işletme okudu ve ardından master yaptı. Bu alanda bir yıl kadar çalışırken dahi aklında hep pilotluk hayali vardı.

    Türkiye'ye özlem duyması İstanbul'un da ona çekici gelmesiyle İstanbul'a gelerek bir süre burada çalıştı. Türkiye sutopu takımına girdi ve Adalar Su Sporu Kulübü'nde Türkiye şampiyonu oldu.
    Bir ilanda THY'nin pilot aradığını gördü. Bunu bir fırsat olarak gördü ve uçuş akademisine kaydını yaptırdı. Fakat bu da denkliği olmadığı için gerçekleşemedi. Pilot olma istediği yine tüm hızıyla geri gelmişti. Türk Hava Kurumu'nun uçuş okuluna başladı. 2,5-3 yıl süren zorlu bir eğitimden sonra Pegasus'da çalışmaya başladı.

Pilot Olmaya Daha da Yaklaşmıştı

    Çok zorlu sınavlardan sonra ancak pilot olabilmişti. 14 kişi arasında tek kadın pilot adayı oydu.
3 yıl önce ise kendisi gibi pilot olan eşi Volkan Erdoğan ile tanışıp evlendiler. 4 yıldır Pegasus firmasında pilot olarak çalışan Eser Aksan Erdoğan "kadın olarak azınlığız" diyor.
    Şu an ikinci pilot olarak çalıştığını ve kokpitte sağ tarafta oturduğunu. bazen birinci kaptanların özellikle anonsu onun yapmasını istediklerini söylüyor. Tebrik edenler olduğu gibi kadın pilot olmasından rahatsız olanlar da oluyormuş.

Kadın Pilot Uçağı Uçuramaz Bile Denmiş

    Anlattığı bir anısında "Trabzon uçuşunda kabin amirinin kokpite gelerek, bir yolcunun uçaktan inmek istediğini. Karı mı o bizi uçuracak" dediğini anlatıyor.
    Bazı yolcuların inişleri beğenmediğini de ekliyor. İnişlerin yüzde 99.9'unun manuel olarak yapıldığını otomatik inişin çok nadir olduğunu söylüyor. Genellikle Sabiha Gökçen Havalanı'na manuel iniyorlarmış.

Kadın Pilot Sayısı Çok Az

    Kadın pilotların sayısının Türkiye'de bu kadar az olmasının sorun olmadığını Dünya'da da bu oranın yüzde 4-5 seviyelerinde olduğunu ekleyen Erdoğan, pilot olma hayali olan kadınlara ilham vermek istediğini söylüyor.
    Henüz çocuk yapmayı düşünmediğini ekleyen Eser Aksan Erdoğan hem çocuk hem de kariyer ihtimalinin bu iş ile yürümeyeceğini ve çok yoğun uzun saatler çalıştığını söylüyor. Hatta bazen eşi ile 2-3 hafta görüşemedikleri bile oluyormuş.
    Bütün izinlerinde eşi ile Dünya'yı gezmeye ve çeşitli etkinliklere katılmaya çalışyorlar. Şu an 60 kadar ülkeye gitmişler ve gitmek istedikleri çok daha fazla yer var.
    Aynı zamanda gezdiği her yeri ve birbirinden güzel fotoğrafları paylaştığı instagram hesabı ile de 124 bin takipçisi olan Eser Aksan Erdoğan instagramın yeni fenomeni olacak gibi görünüyor.

17 Eylül 2017 Pazar

Saklıkent Kanyonu Gezilecek Yerler ve Konaklama

Saklıkent Kanyonu Gezilecek Yerler ve Konaklama

    Saklıkent Kanyonu Gezilecek Yerler ve Konaklama hakkında fiyatlarla birlikte ayrıntılı OTOSTOP MACERAMIZ ve GEZİ YAZIMIZI BURADAN okuyabilirsiniz. :)

Saklıkent Kanyon Gezilecek Yerler Hakkında

    Saklıkent Kanyonu'na girdikten sonra, müthiş bir çağıltıyla akan Karaçay' ın sesini duyabilirsiniz. Kayalara tutturulmuş demir iskele üzerine döşenen tahta korkuluk üzerinde yürüyerek; kayaların altından fışkıran temiz su kaynağına ulaşırsınız. İsteyenler buradan karşı kıyıya geçip, Saklıkent Kanyonu'nun derinliklerine doğru ilerleyebilir.   
    Güneş ışınlarının giremeyeceği kadar dar ve yüksek olan Saklıkent Kanyonu; 18 kilometre civarı kadar ileriye doğru devam eder. Suyun dibi çakıllı ve taşlı olduğu için, kanyonun içinde yürümek isteyenlerin yanlarında lastik veya bez ayakkabı bulundurmaları gerekir.
    Fethiye Saklıkent Kanyonu Ak Dağ'ın eteklerinde yer alır. Kelimenin tam anlamı ile bir doğa harikasıdır. Saklıkent Kanyonu'nun en önemli özelliği; binlerce yıl önce jeolojik bir çatlama ile oluştuğu tahmin edilen kanyonun burada bulunmasıdır. Jeolojik çatlamadan sonra Saklıkent'i kanatları altına alan dağ ikiye ayrışmış ve bugünkü Saklıkent Vadisi'ni meydana getirmiştir. Ortalama olarak 200 metre yükseklikte olan bu vadinin, genişliği 20 ile 30 metre arasında değişir. Tabanı normal dere yatağından farklı olarak sarp kayalarla ve büyük taşlarla kaplı olduğu için kanyon içinde yürümek oldukça zordur.

Saklıkent Canyon Fethiye Travel Guide

    Entering the Saklıkent Canyon, you will already hear the mighty roar of the Karacay River... As you walk along the hanging wooden path solidly fixed on the Canyon wall, you will soon excounter spring water gushing out from between the rocks. If desired, one can venture into the deep of the Canyon. Even the sun can not penetrate these majestic natural walls that stretch out of 18 kilometres. Due to the roughness of the rivers bottom where various rocks and pebbles lay, it is advisable to bring proper rubber shose.
   In order to reach this natural wonder, found at the skirt of the Ak Mountain, one takes the road from Fethiye to Antalya and turning right when reaching Kemer and after 21 km you arrive at Saklıkent Canyon.
     The uniqueness of this side is said to have been created thousands of year ago by geological crock. As a result of this phenomen on the mountain split in two sections that lead of the creations of the now a days Canyon.
    The Saklıkent Canyon reaches the height of approximately 200 meters and is between 20 to 30 meters wide. The floor of the Canyon differs from the usual river beds with sharps rocks and massive stones making the journey a rather difficult one.

6 Eylül 2017 Çarşamba

Dünden Bugüne Erdek Hakkında Bilmedikleriniz

Dünden Bugüne Erdek Hakkında Bilmedikleriniz

Erdek'te Turizm

    Sene 1950'li li yılları gösterdiğinde ve henüz Türkiye'de bir Turizm Bakanlığı dahi oluşturulmamışken, Türkiye'nin belki de ilk turizm destinasyonlarından biriydi Erdek... Yıllar içinde ülkemizin güney kıyılarına ulaşmak daha kolay ve daha kısa süreli olmaya başladığında ve özellikle 1980'li yıllara gelindiğinde Dünya Bankası sayesinde otellerde her şey dahil sistemi benimsemeye başlayan tesisler yüzünden ülkenin turizmi büyük bir hızla güney kıyılarına doğru kaymaya başladı.

Erdek Gözde Tatil Destinasyonlarından

    Yaz tatili için güney kıyılarından vazgeçemeyen bir tatilci kitle oluşmuş olsa dahi, Erdek hala pek çok kişinin vazgeçilmez tatil lokasyonları arasındaki yerini koruyor. Yıllar yılları kovalarken; her şey dahil şekilde hizmet veren dev turizm tesisleri soğuk ve ruhsuz duvarlarının ardında turizm faaliyetlerini sürdüremez oldu ve zaman zaman uluslararası ilişkilerdeki dalgalanmalar ve ekonomik krizlerin de etkileriyle savunmasız kaldığı zamanlara sürüklendi.
    Erdek, günümüzde de bakir koyları, Marmara'nın belki de en temiz kıyısı ile yerel butik otelleri içerisinde bir sentez olmaya devam ediyor.

Erdek Çay Bahçeleri Çok Ünlü

    80'li yıllardan günümüze dek uzanan çay bahçesi kültürü en güzel Erdek'te yaşanır. Çocukluğuma dair anımlarımda Erdek'teki deniz kıyısındaki sıra sıra çay bahçeleri ve arka sokak aralarındaki atari salonları var. Tabi teknolojinin getirdiği nimetler sayesinde atariyi bırakın artık internet kafe kültürü dahi son bulmaya başlamışken; yine de çay bahçelerinin Erdek'in bir parçasını oluşturuyor olduğunu görmek sevindirici.


    Geçen yıl Büyükşehir Belediye'si tamamını yıkarak tek tip görünümde bir sisteme dönüştürdü, ben nostaljiyi seven biri olarak artık çay bahçesi görünümlerinin biraz kafeye dönmüş olduğunu esefle görsem de yine de hala gidilesi, gezilesi bir yanı var Erdek'in...


Erdek Plajı Oteller Bölgesi

    Erdek kumsal plajının olduğu bölge aynı zamanda Erdek Otelleri ve Erdek Mekanları açısından zengin kısım. Kumsalın ardındaki yürüyüş yolunun kenarındaki palmiyeler yıllar içerisinde öyle güzel boy attılar ki şimdi güneye parmak ısırtacak tropik bir görüntüye bürünmüş durumda deniz kıyısı.


18 Temmuz 2017 Salı

Kelebekler Vadisi'ne 90 Metre Yükseklikten Düşen Genç Yaşamını Yitirdi

Kelebekler Vadisi'ne 90 Metre Yükseklikten Düşen Genç Yaşamını Yitirdi

    Kelebekler Vadisi Muğla'nın Fethiye ilçesine bağlı, her yıl pek çok gezginin, kampçının ve yürüyüşçünün ziyaret ettiği bir yer. Buraya patika yoldan inmeye çalışan 26 yaşındaki öğretmen Birolcan Şahin 90 metreden düşerek hayatını kaybetti.

Kelebekler Vadisi'ne İnen Patika Yolda Dengesini Kaybetti

    Üzücü olay dün saat 17.00 civarında gerçekleşti. Birolcan Şahin İzmir'den tatil için Faralya'ya iki arkadaşıyla birlikte geldi. Kelebekler Vadisi'ne en basit ulaşım denizden tekne yardımıyla yapılabiliyor. Patikadan çıkış ve inişler ise gerçekten tehlikeli. Birolcan Şahin ve arkadaşları 300 metre yükseklikteki kayalık bölgeden inmek istedi. Bazı bölümlere sabitlenmiş halatlara tutunarak inilen zorlu patika yolunda yürümeye başladılar. Birolcan Şahin dengesini kaybederek 90 metre aşağıya yuvarlandı.
    Olay esnasında orada olan arkadaşları hemen sağlık görevlilerine haber verdi. Ulusal Medikal Kurtarma (UMKE) ve Afet Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ekipleri olay yerine gönderildi. 
   Ekipler olay yerine vardığında talihsiz öğretmen yaşamını yitirmişti. Ekipler sedyeyi 1 kilometre yürüyerek vadinin plajına taşıdılar. Tekneyle Ölüdeniz Beldesi'ndeki Belcekız Plajı'na getirilen Şahin'in cesedi, Fethiye Devlet Hastanesi'nin morguna sevk edildi.
   Bu olaya tanık olan arkadaşları ise gözyaşları içinde olayı izlediler.

Kelebekler Vadisi'nin Patikası Kapatılmalı

    Benzer bir talihsiz olay geçen yılda Kelebekler Vadisi'nde yaşanmıştı ve mucize eseri can kaybı yaşanmamıştı. Yine aynı noktadan düşen bir başka tatilci mucize eseri hayatta kalmıştı. Fakat talihsiz öğretmen Birolcan Şahin, 40 metrelik bir yuvarlanma ve 50 metrelik sert bir düşüş sonrası olay yerinde yaşamını yitirdi.
    Patika yolunda birçok uyarı tabelası bulunuyor. Bunlara rağmen tatilci gezginler, ağır sırt çanları ve terliklerle patika yolunu inmeye çalışıyorlar. Ücretsiz ulaşım yolu olarak gördükleri bu yoldan inmenin can kayıplarına yol açtığı ya da her yıl benzer kazalara davetiye çıkarttığı bir gerçek. Böyle giderse belediye Kelebekler Vadisi'ne inen patika yolu kapatıp, kullanıma yasaklayacak gibi duruyor. Umarım bir daha böyle üzücü bir olay yaşanmaz.
 

17 Temmuz 2017 Pazartesi

İğneada Longoz Ormanları Gezilecek Yerler Kamp Fikirleri

İğneada Longoz Ormanları Gezilecek Yerler Kamp Fikirleri

İğneada Longoz Ormanları

    İğneada Longoz Ormanları Avrupa'nın en büyüğü olarak biliniyor. Aslında bu devasa ormanı bir bilen rehber eşliğinde gezmek güvenlik açısından çok daha iyi olacaktır. Ormanda işaretleme sistemi olmadığı için daha önce gelmiş olsanız dahi mevsimsel değişiklikler v.b. sebepler tehlikeli olabiliyor. Çevreden kılavuzluk yapacak kişiler hakkında bilgi alabilirsiniz.


    İğneada kumsalında kamp yapmak için gitmişseniz ellerinde metal detektörler olan altın avcılarını gördüğünüzde sakın şaşırmayın. Kumsalda altın zerreleri olduğunu duyan altın avcıları burada da iş başında gibi görünüyor.


Meşe Salgı Balı Alın

    Türkiye'nin en iyi üç balından biri olarak nam salmış olan Meşe Salgı Balı buradan almanız gereken doğal gıdalardan biri. Tadı kestane balını andırsa da onun gibi acı ve yakıcı değil.

    Balık tutmayı sevenler her kamp ya da geziye gittiğinde oltasını yanından ayırmayanlar için belirtmeyliyim ki Mert Gölü'nde balık çıkıyormuş, şansınızı deneyebilirsiniz.

    Şehirlerin gri havasında yaşamaktan oksijenin yoğunluğunu unutmuş vücudunuz, ilk başta İğneada Longoz Ormanları içinde bu denli bol oksijen aldığından çarpılabilir dikkatli olun. Ayrıca leziz bir Türk Kahvesi deneyimi için Limanköy'ün meydanında kumda ağır ağır pişirilen kahveyi mutlaka deneyin.

İğneada'da Nerede Ne Yenir?

    Balık sevenler için meydandaki Ada Balık'ta çorba çeşitleri mevcut fiyatlar uygun ayrıca hamsi ve palamutu da porsiyon olarak yiyebilirsiniz. Sevimli, hoş bir balıkçı lokantası.
    Tercihini balıktan yana kullanmak istemeyenler için yan taraftaki Dobrodosli Restoranda köfte, yarım ekmek ciğer, tavuk, sucuk gibi seçenekler mevcut.
    Lahmacun gibi geleneksel fastfood lezzetleri sevenler Kardeşler Restoranda lahmacun, pide çeşitleri sizleri bekliyor.
    İğneada'ya yaklaşırken Demirköy Yol üzerinde Taş Mekan Kır Lokantası var. Kendinizi biraz şımartın ve manda yoğurdu eşliğinde kuyu tandır ziyafeti çekin, ayrıca bahçesi de çok güzel.
    Kahvaltı için yine Limanköy meydanındaki organik serpme köy kahvaltısı sunan kafeyi tercih edebilirsiniz.

İğneada'ya Nasıl Gidilir?

    Yazı ayrı güzel, sonbaharı ayrı güzel olan İğneada kesinlikle gezi rotanız içinde yer almalı. Karadeniz'in en batı ucunda ve Trakya Bölgesi'nin en kuzey ucunda, Kırklareli'ye yakın bir lokasyonda yer alıyor. İstanbul'dan sadece hafta sonu kaçamağı ya da kamp keyfi yapmak için tercih edilebilir. Araçla ya da tur şirketleriyle 2,5-3 saatte ulaşılabiliniyor.
    Romantik bir kasaba havasındaki İğneada, son yıllarda gezi rotaları arasında daha da popüler olmaya başladı. Çevresi Yıldız (Istıranca) Dağları'yla çevrili, önünde Karadeniz uzanırken, masalsı ormanlarında trekking, hiking ve kamp yapmanın keyfi gerçekten paha biçilemez.,
    İğneada, Türkiye'nin en uzun toplamda 22 kilometrelik sahiline sahip, denizi ise adeta Akdeniz'i aratmayacak kadar güzel.

Longoz Ormanları Kamp Yerleri

    İlginç bir yapıya sahip İğneada Longoz Ormanları ilk gördüğünüzde sizi şaşırtabilir. Ağaçların devasa gövdeleri, dev köklerini toprağın yüzeyine ya da suyun içine bırakmış durumda. Bunun başlıca sebebi ise dağlardan akan yağmur sularının sürekli olarak toprağı kaydırması.
    Ormanda kayın, gürgen ve meşe ağaçlarının oluşturduğu tablolardan daha güzel ve canlı manzaralar gerçekten büyüleyici. Yürüyüş yollarında trekking yapabilir ve yol üstlerinde pek çok kuş yuvası ile karşılaşabilirsiniz.


    Göller fotoğraf çekmek için muhteşem manzaralar sunuyor, dilerseniz Erikli Gölü veya Mert Gölü kenarlarında sevdiklerinizle kamp yapıp eğlenip, doğada huzur bulabilirsiniz. Özellikle Mert Gölü denize yakın olduğu için gün batımı manzaraları bir harika oluyor. :)

Limanköy'deki Fransız Feneri

    Hazır buralara kadar gelmişken İğneada sahil şeridinin birkaç kilometre ilerisinde bulunan Limanköy'deki Fransız Feneri gerçekten görülesi bir mekan. Adeta film sahnelerinden çıkmış gibi ıssız bir güzelliğe sahip fener, önündeki sonsuz manzara ve yanındaki incir ağacı ile fotoğraflamak, izlemek için çok güzel bir yer. Fransızlar tarafından yapılmış fener nostaljik bir havaya sahip.


    Görülmesi gereken bir diğer yer ise dönüş yolunuz üzerindeki Demirköy'e yakın kalan Dupnisa Mağarası. Bu mağaranın 180 milyon yaşında olduğunu bilmek insanda büyük bir heyecan uyandırıyor. İçinde yürüyüş parkurları var, bazı köşelerde ise yarasa yuvalarına, uyuyan yarasalara rastlayabilirsiniz.

İğneada'da Nerede Kalınır?

    Kamp için gelmeyip, etrafı gezecek ve otelde kalacaksanız bunun içinde bazı seçenekler söyleyebilirim:
Meşeli Ev Pansiyon; Pansiyon kasabaya birkaç kilometre uzaklıkta yer alan Limanköy'de bulunuyor. Meşe ağacı izlerini bu evin her yerinde görebilmek mümkün. Modern ile butik arasında döşenmiş bir köy evi havasında.Sadece 4 odası büyük bir arazisi ve deniz gören bir manzarası var. Kahvaltısı yok. Konaklama kişi başı 70-80 lira arasında.
Parlak Resort Otel; Burası çarşıya yakın, sahile 5 dakika yürüyüş mesafesinde. Moder ve rahat odaların hepsinde tv ve merkezi ısıtma sistemi var. En üst kattaki terasın güzel bir deniz manzarası var. Soğuk günler için sauna hizmeti var. Kahvaltı dahil kişi başı 75-85 lira arasında.
Meltem Otel; Burası da merkezde ve sahile yakın, üç yıldızlı. Deniz manzaralı geniş odalarında internet ve tv var. Açık büfe kahvaltısı var, kahvaltı dahil kişi balı 60-70 lira arasında.
Ada Evleri Pansiyon; Müstakil ev ortamı gibi apart dairelere sahip. Balkonlu ve bahçeli geniş odalar tv ve internetli. Merkeze yakın. Apart hizmet verdiği için kahvaltı yok, yiyeceklerinizi marketten alarak kendiniz mutfakta yapabilirsiniz. Kişi başı 60-70 lira arası, 5 kişi kalındığında fiyat gayet uygun hale geliyor.

24 Nisan 2017 Pazartesi

İznik Kano Festivali Başlıyor

İznik Kano Festivali Başlıyor

    Harika doğası ve eşsiz gün batımı manzarasıyla İznik; kano, kayak, sup board ve kürek sandalı tutkunlarını üç gün boyunca ağırlayacak bir festivale imza atıyor. İznik Doğa Sporları ve Bisiklet Kulübü Derneği olan İzdak aracılığıyla hazırlanan festivalin programı oldukça yoğun ve keyifli. Harika bir hafta sonu geçirmek İznik Kano Festivali ile garanti.

İznik Kano Festivali Onur Konuğu Erden Eruç

    Üç Okyanusu kürek çekerek geçen Erden Eruç da festivale onur konuğu olarak katılacak. Ayrıca usta kürekçi cumartesi akşamı bir de sunum yapacak.

İşte Üç Gün Sürecek İznik Kano Festivali Programı ve Katılım Koşulları

31 Mart CUMA:10:00 - 24:00 kayıt işlemleri
10:00 - 15:00 şehirde serbest zaman, kanoların suya indirilmesi
15:00 Kayıkhanede kano eğitimi, kano sohbetleri, kano eğitim videoları,
17:00 Serbest sürüşler, kano üzerinde gün batımı izlenmesi,
19:00 Akşam yemeği ( Makarna partisi )
1 Nisan CUMARTESİ :
06-08 kahvaltı,
08:30 kayıkhane de buluşma,
09:00 göl üzerine kanolar ile İznik yazısı yazma,
09:30 İznik güney rotası için hareket
10:15 Molla dondurma ( İce Stop )
10:45 Bazilika bölgesi ziyaret ve bilgilendirme.
11:30 liman bölgesi, sazlıklar, Darka tatil köyü,
13:00 DSİ de öğlen yemeği, Erden Eruç’un festivale katılımı
15:00 Yenişehir kamping, yüzme molası, ( Çay, kahve )
16:00 serbest zaman,
17:30 DSİ’ye dönüş ( Toplam 7,5 km )
18:30 Akşam Yemeği
19:30 Erden Eruç’un sunumu, diğer sunumlar,
2 Nisan PAZAR :
06-07 kahvaltı
07:30 DSİ de buluşma
08:00 Göl üzerine kanolar ile Türk Bayrağı yapılması
08:30 Martılara simit ile besleme
08:45 İznik Kuzey yönüne hareket, Liman, Kayıkhane ( Çay, Kahve )
10:30 Eğlenceli yarışmalar, Protokol konuşmaları, Halk katılımı ( ilk kez kano deneyimi yaşayacak kişiler için mini turlar )
13:30 Çakırca’da öğlen yemeği ( Toplam 12.50 km )
14.00 veda fotoğrafı, festival kapanışı
Kanosuz katılım alamıyoruz maalesef.  
Supboard ya da Paddleboard ile katılım mümkündür.
Çadırla katılım maalesef olmayacaktır. Kamp alanı olabilecek bölgede sahil düzenleme çalışması yapılmaktadır.
*Onur Konuğu* : Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu ve Büyük Okyanusu motorsuz ve yelkensiz bir tekne ile kürek çekerek geçen ve kendi kas gücü ile devri âlemi başaran ilk insan olan Erden Eruç www.kaslagit.com
*Kayıtlar* : 26.03.2017 tarihinde açılacaktır
*FESTİVAL KATILIMI ÜCRETE DAHİL HİZMETLER* :
2 gece konaklama ( 31 mart, 1 nisan gece )
2 akşam yemeği ( 31 mart akşamı makarna partisi, 1 nisan akşamı Tas kebabı, bulgur pilavı, salata, cacık, meşrubat )
2 kahvaltı ( 1 nisan sabah, 2 nisan sabah )
2 öğlen yemeği ( 1 nisan öğlen; Fırın piliç, pilav, salata, meşrubat, tatlı.  2 nisan öğlen; Menü ; Ekmek arası balık, meşrubat )
Molla dondurmacıdan meşhur dondurma ikramı
2 adet sporcu içeceği ( 1 nisan, 2 nisan )
Molalarda su, çay, kahve.
Festival torbası ( Hatıra çini magnet, İznik tanıtım kitapçığı, İznik Haritası, 1 adet sporcu içeceği )
Eğlenceli yarışmalara katılım ( Kano çekme, küreksiz kano yarışı, karton kano yarışı )
Erden Eruç’un sunumuna katılım
Plajda canlı müzik, varil ateşi ( 31 Mart )
Fotoğraf video çekimleri
Rehberlik

5 Nisan 2017 Çarşamba

Türkiye'de Trekking İçin 5 Güzel Yer

Türkiye'de Trekking İçin 5 Güzel Yer

    Türkiye özellikle doğa sporları için olanak sağlayan doğa ortamları açısından bulunmaz bir nimet. Doğa sporları arasında yürüyüş yapmayı sevenler için mutlaka gidilmesi gereken 5 yer ile ilgili makaleme mutlaka göz atın.

1. Artvin Macahel

    Macahel; Türkiye ve komşusu olan Gürcistan'ın arasında kalan düşler vadisi kıvamında bir trekking bölgesi. Yürüyüşe Borçka Karagöl noktasından başlanıp, Macahel Karçal dağlarından molalarla yürüyüşünüze devam edebilir, dilerseniz bu parkuru kamplar eşliğinde tam bir maceraya dönüştürebilirsiniz. Bu parkuru doğasever arkadaş grubunuzla etkinlik olarak yapabileceğiniz gibi Trekking Tur Programları'na katılarak da gerçekleştirebilirsiniz.

2. Aladağlar - Kayseri Niğde Adana

    Aladağlar; Toros Dağları'nın zirvesi konumdadır. Pek çok dağcılık sporunun yapıldığı Aladağlar, vadilerinde kamp yapıp, trekking turlarının sık düzenlendiği bölgelerdendir. 

Aladağlar Trekking Turları esnasında Emli Vadisi ve Parmakkaya Vadisi gibi Aladağlar'ın vadilerinde trekking yapılmakla birlikte Alaca Doruğu zirve tırmanışı gerçekleştirilmektedir.

3. Kaçkar Dağları - Karadeniz

    Trekking yapılan en gözde yerlerden biri de Kaçkar Dağları. Yüksek zirveleri olan Kaçkar Dağları'nda buzul gölleri, buzul vadileri ve bitki örtüsü, çeşitli vadileri ile harika bir trekking macerası sunuyor.
Ayrıca fazla zamanı olmayanlar ve trekking etkinliğine katılmak isteyenler için de Kaçkar Dağları bölgesinde günübirlik 50'ye yakın yürüyüş etkinliği düzenlenmekte.

4. Gökçeada Ege Denizi

    Gökçeada hem kültürel, hem de daha yumuşak Ege havasıyla yürüyüş yapılabilecek farklı noktalar arasında bulunuyor. Tarihe uzanan Eski Rum Köyleri ve mimarisiyle, doğal güzellikleri ve sahiliyle, trekking sırasında farklı yerler keşfedebilirsiniz.

5. Uludağ - Bursa

    Uludağ yaz, kış her mevsim trekking, kampçı ve doğa sporları tutkunlarının uğrak yeri olarak tercih edilir. Hiç bilmeyenler için tehlikeli olabilecek noktaları bulunan Uludağ'da doğa etkinlikleri için çeşitli grupları, tur gruplarını tercih edebilirsiniz. Her mevsiminde görülmeye değer manzaralara ev sahipliği yapan Uludağ'da mutlaka kamp yapın.

21 Mart 2017 Salı

Bir Gezgini Daha Kaybettik:Tayfun Talipoğlu Vefat Etti...

Bir Gezgini Daha Kaybettik:Tayfun Talipoğlu Vefat Etti...

    İzmir'de kaldığı evde aniden rahatsızlanan 55 yaşındaki Tayfun Talipoğlu kaldırıldığı hastanede tüm müdhalelere rağmen kurtulamadı.

Tayfun Talipoğlunun Oğlu Açıklama Yaptı

    Babasının gece kalp krizi geçirdiğini belirten oğlu Candaş Talipoğlu, "Bu geçirdiği üçüncü kalp kriziydi. Daha önce de bu tarz rahatsızlığı olmuştu. Stent takılmıştı. Herhalde yakın aralıklarla üstüste gelince bu kez bünyesi dayanamadı" şeklinde açıklama yaptı. "Yol hikaye kitabını yeni çıkartmıştı. Bu hafta içi ya da bu hafta sonu albüm çıkartmak istiyordu. Kendisinin görmesi kısmet olmadı." diye ekledi.  

Tayfun Talipoğlu Hayatını Kaybetti

Evinde dün gece rahatsızlanarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan 55 yaşındaki gazeteci Tayfun Talipoğlu, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Alınan bilgiye göre, Talipoğlu saat 01.00 sıralarında Konak ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinde rahatsızlandı. Evde bulunan bir arkadaşının haber vermesi üzerine gelen sağlık ekipleri Talipoğlu'na ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Daha sonra Talipoğlu, ambulansla İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi kaldırıldı. Tedavi altına alınan Talipoğlu, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Talipoğlu'nun cenazesi, savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Morgu'na kaldırıldı.
AYFUN TALİPOĞLU İÇİN ÇOK SAYIDA MESAJ GELİYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Mesleğini onuruyla yaparak kendini Türkiye’ye kabul ettiren, duayen bir gazeteciydi. Tayfun Talipoğlu’na rahmet sevenlerine sabır diliyorum
LÖSEV: Değerli gönüllümüz Tayfun Talipoğlu'nu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kendisine Allah'tan rahmet, sevenlerine sabırlar dileriz.
Sabahat Akkiraz: "Gelmez yola gidiyorum" demişti Aşık Veysel. Bugün bir dostu kaybettik sevgili Tayfun Talipoğlu hakka yürüdü. Çok üzgünüm
Yosi Mizrahi: Bam telimiz koptu… Tayfun Talipoğlu’nu kaybettik… Hoşçakal Tayfun Abi… Hoşçakal Güzel İnsan… Mekanın Cennet Olsun…
Fikri Sağlar: Anadolu'nun sesi, yüreği güzel insan, dost Tayfun Talipoğlu zamansız ayrıldın aramızdan. Mekanın cennet olsun

27 Şubat 2017 Pazartesi

Fethiye; The Starting Point of The Lycian Way

Fethiye; The Starting Point of The Lycian Way

Yazının Türkçesini Okumak İçin Tıklayın Fethiye Gezi Rehberi

    Fethiye was once knowns as "Megri" which means "distant land". This distant land hosted the Lycians or "people of the land of lights" as well as the later Byzantine and Ottoman Emrpires. Fethiye has been home to a variety of civilizations and it has retained its beauty until present day.

Fethiye History

    Fethiye is among the most important historical areas in Turkey. The district, which was the home of Lycia in antiquity, was also known as Telmessos. Fethiye came under the rule of Persia, Egypt, Rome and Byzantium and was included within the territory of the Ottoman Empire in 1424. Its name was later changed  to Meğri and finally to Fethiye in the memory of Mr. Fethi, one of the earliest Turkish pilots who died in an air accident in 1914.
    Göcek, Ölüdeniz (literally Dead Sea, due to its calm waters), Butterfly Valley, Faralya Village and Kabak Bay are all towns of the province of Fethiye. Saklıkent was also within the borders of Fethiye until it changed municipalities last year. However, it is still within the region and worth visiting.

Setting off From Göcek and Boat Tours

    We began exploring Fethiye from Göcek. The marinas draw your attention as soon as you step in Göcek, which is a frequent destination of blue voyage cruises. You can hop aboard daily boat tours to explore the bays if you like. The bays of Göcek, are silent and green.

    Yanıklar, Kargı Bay, Çiftlik and Çalış beaches are among some of the most popular destinations around the Fethiye city center. Yanıklar is mesmerizing with its village atmosphere by the sea. Çalış Beach is popular for its sunsets and windsurfing. The beach is also among the protected sites where Carreta Carretas lay their eggs.


Home of Ancient Cities

    There are many ancient cities in Fethiye and its surrounding region thanks to civilizations which wrere located there throughout the centuries. The Lycian rock tomb in Fethiye city center, Tlos, on Saklıkent road, Pınara the home of the first beauty contest, which is 55 km from Fethiye, Caunos, Letoon, the Telmessos Ancient Theater and Kayaköy, also known as ghost village, are among the important ancient settlements.


Active City Center of Fethiye

    There is a historical bazaar in Fethiye city center, Paspatur. The bazaar, which has continued trade at the intersection of the historical Lycian Castle and the sea for centuries, now hosts stores, restaurants and cafes. Visit the fish market to buy and eat some fish when you are there.
    Try snow sherbet at the bazaar, which is set in the city center on Fridays. The beverage, which is produced by mixing concentrated fruit with ice from the mountains, is popular in Fethiye. Source; The Gate 09

Amynthas Rock Tombs (Lycian Rock Tombs)

    Among the numerous rock tombs carved in the steep slopes of the southern hills of Fethiye, facing north amd easily seen from the valley below, the most famous one is that of Amynthas, son of Hermapias. The tomb, which has been dated 4th Century BC by the epigraphic studies, is in the form of the frontal of an "in antis" style Ionian Temple, reflected on rock surface. A long stair has been constructed at the end of the path to reach the tomb. By the end of the stairs, the tomb is reached climbing the 4 stepped crepidoma. At first sight, Ionian columns carved out of solid rock, attracts attention. Right behind the columns, at the upper parts of the frontal walls, one of the left and the other on the right side of the chamber, three emblems on each wall are recognized. The emblems on the western frontal wall, has been eroded by underground water seeping through the main rock. On top of the Ionian Style columns, two stepped architrave and above that, geisophodes take place. On the pediment there are acroliths, one of which has been totally destroyed and the other two partially damaged. The entrance to the burial chamber is the same as the entrance of a temple with anthis type planning. The wood and metal ornamental works has been skilfully imitated on rock. The metal nail imitations can easily be seen on the 4 panel door. The Amynthas Tomb and others in the vicinity are best examples that reflect the wooden architecture of Lykia.
    Some columns of this group of rock tombs, now symbol of the town, have been broken due to erosion by naturel factors.

9 Ocak 2017 Pazartesi

Datça Dutdibi Fishmekan

Datça Dutdibi Fishmekan

    Datça'daki Dutdibi Fishmekan 1980 yılında açılmış Datça'nın ilk restoranları arasında yer alan gözde bir mekan.
    Açıldığı günden itibaren kendine has tarz ve çizgisini koruyarak, misafirlerini ağırlayan mekanı, Datça'ya yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin. Kaliteli hizmet anlayışı ve profesyonel kadrosuyla; müşteri memnuniyetini yüksek düzeyde tutmayı hedefleyen Datça Dutdibi Fishmekan, restoranda dondurulmuş balık ya da bayat balık ürününe kesinlikle rastlanmayan, müşterilerine her gün taptaze balık sunan bir önceki günden ellerinde deniz ürünü kalsa dahi kullanmayan hassas bir restoran.

Dutdibi Fishmekan Kurucusu Gürhan Sırrı Göksel

    Restoranın kurucusu olan Gürhan Sırrı Göksel, her zaman 1. sınıf zeytinyağı kullandıklarını belirterek; İskenderun'dan gelen seçme karides ve yerli kalamar kullanmayı tercih ettiklerini ekliyor. Datça'nın iddialı restoranı Dutdibi Fishmekan, müşterilerine 90 çeşit meze sunabiliyor. Hale ilk gelen taze meyve ve sebzeleri kullanan mekan, müşterilerinden "çok lezzetli ve bugüne kadar yemediğimiz bir lezzet" tepkilerini almaktan memnuniyet duyuyor.
    Deniz ürünü sevenler ve yolu Datça'ya düşenlerin mutlaka uğraması gereken mekan, deniz kenarında harika bir manzaraya sahip. Gece manzarasına da doyum olmayan Dutdibi Fishmekan, ister dostlarınızla keyifli bir akşam geçirmek, isterseniz sevgilinizle romantik bir akşam yemeği yemek için çok ideal bir restoran. İnternet sitesini ziyaret etmek isterseniz TIK TIK.

Dutdibi Fishmekan Menü ve Fiyatları



8 Ocak 2017 Pazar

YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

haydar-colakoglu-yolo-uygulama
Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.
YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.
YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.
haydar-colakoglu
YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor.
haydar-colakoglu-gorsel
haydar-colakoglu
haydar-colakoglu-teb
Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;
“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.
YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir.
Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.
haydar-colakoglu-yolo-turkiye
Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.
Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”
GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Düğün Yapacak Parayla Dünya Turuna Çıktılar

Düğün Yapacak Parayla Dünya Turuna Çıktılar

    Bazıları için düğün yapmak çok önemliyken, bazıları o kadar heba olacak masrafı kendileri için harcamayı tercih ediyor. Tuğçe ve Fatih çifti de her hafta sonu kamp yapan doğasever bir çift.

Düğün Parasıyla Dünya Turuna Çıktılar

Dünya Turu yapabilmek için tabiki sadece düğün parası yetmeyecekti. Bu yüzden tutkunu oldukları motosikletlerini ve arabalarını sattılar. İşlerinden de ayrıldıktan sonra Dünya Turu'na Avrupa'dan start vediler. Hala devam eden Dünya Turu'nun şu anki ayağı Güney Amerika'dalar. Gittikleri yerde çok beğendikleri bir lokasyonda evlenecekler.

Motosikletle seyahatleriniz nasıl başladı?

Fatih: Bir arkadaşım motorla Hindistan’a gitmişti. Çok etkilenmiştim. Dönünce hemen bana da aldık. Ardından hafta sonu turları başladı. Gezilerim genelde doğanın kalbinde aktivitelerden oluşuyordu. Bu sırada motosiklet eğitimleri alarak sürüşümü geliştirip, eğitmen bile oldum.

Tuğçe: Üniversitenin ilk günü motosikletim oldu. Sonra Fatih’le tanıştım ve beraber gezmeye başladık. Hatta Fatih’ten ilk çıkma teklifini bir yerlere gidip bir şeyler içmek değil de “Kampa mı gitsek ya” diye almıştım.


Bu tura kadar toplam kaç km. yol yaptınız? 

Tuğçe: 90 bine yakın kilometrem var. Fatih, bu rakamın iki katını görmüştür. Ama ikimizde büyük motorlara biniyorduk. Tur bütçemiz için küçük motorlar alıp yola çıkmak zorundaydık. 115 beygirlik motordan inip 10.5 beygirlik motora binince alışmamız biraz zaman aldı.

Böylesine zorlu bir maceraya atılmak ikinizin de hayali miydi? 

Fatih: Tuğçe daha çok yerleşik düzeni sever. Çok eskiden beri benim hayalimdi. Fırsatını yaratamıyordum. Tuğçe evlenme teklifimi kabul ettikten sonra evlenmek yerine benim hâlâ dünya turuna çıkmak isteyip istemediğimi sordu. Sonra sıkı çalışıp gerçekçi planlar yapıp, hazırlandık. Tuğçe: Yalnız hâlâ evlenemedik. Evlenebileceğimiz dünyanın en güzel yerini arıyoruz.

Rotanızı nasıl çizdiniz? 

Fatih: Macera Yunanistan’dan başladı. Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Slovenya, İtalya, İsviçre, Fransa, Andorra, İspanya, Portekiz ve Almanya’da son buldu. Bu ilk etabımızdı. Sonra uçakla Sao Paulo gidip beş gün kaldık.

Oradan Şili’nin başkenti Santiago’ya vardık, direkt motorların Almanya’dan gemiyle gelmesini bekleyeceğimiz Valparaiso’ya yerleştik. Sonra dünyanın en güneyine motor sürüp Arjantin’in Ushuaia şehrine vardık. Şimdi ise Arjantin topraklarında kuzeye çıkıyoruz.


Bütçeniz ne kadar, sınırınızı geçtiniz mi?

Fatih: Bütçemizi yıllarca çalışıp aldığımız motorlarımızı ve arabamızı satarak yarattık. Çok az bir miktar da bankada biriktirdiğimiz para vardı. Avrupa için günlük 200, Güney Amerika için 150 lira olarak düşündük bütçeyi. Şimdilik rakamların üstüne çıkmadık.