Bir çok filme -nispeten romantik filmlere- ev sahipliği yapan Paris, bir gezginin gitmesi gereken yerlerin ilk sıralarında gelir. Gezilecek çok fazla, tarihi, kültürel, sosyal mekana sahip Paris için çok az süre ayırmamanızı tavsiye ederim.
Paris Charles de Gaulle havaalanını şehre bağlayan bir tren hattı bulunuyor. Kolayca şehre ulaşabiliyorsunuz. Şehir içinde bisikletle gezebilme olanağınız çok hoş. Özellikle yaz aylarında ziyaret ettiyseniz; bisiklet kartı alarak kiralayıp, 45 dakika bisiklet turunun keyfine varabilirsiniz. Ben daha fazla bisikletle turlamak istiyorum derseniz bisikleti teslim ettikten 10 dakika sonra tekrar kiralayabiliyorsunuz, kartı okutarak bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Sırt çantanız ve bisikletinizle ulaşabildiğiniz noktalarda fotoğraflar çekip, nerede ne var hızlıca göz atabilir ve kafanızda bir ziyaret planı oluşturabilirsiniz.

Daha sonrasında tarihi bir anıt mezat olan Pantheon gezilebilir. Bu ünlülerin anıt mezarında Victor Hugo, Emilie Zola, Voltaire ve daha bir çok ün yapmış entelektüel kişilerin mezarları bulunmakta. Bisikletlerinizle geziyorsanız, dinlenmek ve müthiş manzarayı izlemek için Lüksemburg Bahçesine gelip, hem bu huzurlu, düzenli mekanda dinlenip hem de bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Paris' in en ünlü müzesi Louvre Müzesi burası inanılmaz büyük ve mevsimine göre kapısında uzunca turist sıraları olduğu zamanlar olabiliyor. Müzenin 3 ayrı bölümü de 3 kattan oluşuyor, rehbersiz kaybolmanın çok kolay olduğu fakat bu sebeple de kendi keşfinizle gezmenin tadına vardığınız bir yer halini alıyor. Mona Lisa, Venüs de Millo, Victorie de Samothrace gibi eserleri özellikle görün ve Türkiye' den alınmış mı, çalınmış mı desem bilemedim bir çok eserin bulunduğu İslam Sanatları bölümüyle diğer ilginç bölüm olan Antik mısır bölümünü de gezebilirsiniz. Aslında müze bir günde sindirerek gezilemeyebiliyor fakat başlıca şeyleri görmenizde fayda sağlayacaktır.
Buradan çıkınca yürüyerek Concorde Meydanına oradan devam edince de parfüm kokularının her yere hakim olduğu Champs-Elysees Caddesine varabilirsiniz. Biliyorsunuz ki renkli minik tatlı hamburger görünüşlü makaronlar buraya özgü ve bunların en güzellerini bulabileceğiniz yer; Ladurée... Her türü rengarenk ve farklı lezzetlerde yapılıyor.

Paris şehri tepeler üzerine kurulmamış düz bir şehir, ancak bir tepe noktası sayılan yer var ki burası; Montmarte. Burası Amélie filmini izleyenlerin hatırlayacağı, ünlü Sacré-cœur Bazilika' sının bulunduğu, birbirinden yetenekli ve ilginç sokak sanatçılarına tanık olabileceğiniz bir yer. Bazilika eşsiz bir mimariye sahip bembeyaz heybetli bir bina. Fakat Paris' li sanatçılar bu Bazilikanın kaba bir taklit niteliğinde olduğunu düşünüyorlarmış. Tabii turistlere hiç öyle gelmiyor. Anılarınız için kendinize ve sevdiklerinize birbirinden güzel hediyelik eşya almadan dönmeyin sakın. Klişeye uyup da Eyfel Kulesi figürü alabileceğiniz gibi Hard Rock Cafe' den shot bardağı da alabilirsiniz.