17 Mart 2015 Salı

Denizli ve Pamukkale Civarında Üç Antik Kent...

    Herkese merhabalar, ülkemizin güzel kesimleri çok eski yıllarda da eski uygarlıkların gözde yerleri olmuş. Bu yüzden bu güzel bölgelerin çoğunda antik kentleri görebilmemiz mümkün.
    Denizliye yolunuz düştüğü taktirde bilinen ilk antik kenti olan; Laodikeia yı ziyaret edin. Bölge olarak Eskihisar köyü yakınlarında kalıyor. Şehir merkezine ise 6 km civarı uzaklıkta yer alıyor. Tepenin üzerinde yer alan bu kent M.Ö. 1 yüzyılda Anadolunun bilinen en heybetli kentlerinden biriymiş. Romalılar özel bir ilgi gösterdiği Laodikeia Antik Kenti nde İmparator Caracalla döneminde seri olarak kaliteli sikke basılmış. Hristiyanlık için ayrı öneme sahip olan Küçük Asia nın 7 mehşur kilisesinden birinin bu kentte olmasından dolayıdır. Ancak malesef M.S. 60 da yaşanmış büyük deprem kenti yerle bir etmiş.
    Kentin kuzeydoğu bölümünde Roma mimarisi tarzında inşa edilmiş 20 bin kişilik bir büyük tiyatro yer alıyor. Buranın 300 metre kadar kuzeybatısında bir diğer tiyatro bulunuyor bu nispeten daha küçük olan tiyatro 15 bin civarı kişi alabiliyordu. Kentin ana caddesiyle, ara caddeleri arasında kesiminde yer alan anıtsal çeşme; havuz ve nişlere sahip iki cepheli çok güzel bir yapıdır. Diğer görebileceğiniz yapılar, meclis binası, sütunlu caddenin kuzey tarafında avlusuyla beraber uzanan tapınak ve bu caddenin güney tarafında kalan büyük kilise mutlaka görülmesi gereken yapılardır. Bu görebileceğiniz eserler normalde tamamen toprak altında olup, 2003 yılından sonraki kazılardan bu şekilde çıkartılmışlar.
    Bir diğer Antik kent noktası Pamukkale Hierapolis Antik Kenti. Burası da traventenlerin yukarısında yer alan, zamanında şifalı sularından o halklarında yararlandığı muazzam bir yer. Anadolunun en büyük nekrolopolü burada yer almaktadır. Bunun sebebi ise yaşı ilerlemiş hasta şifacıların, buranın şifalı sularının methinin duyarak gelmeleri, ve ömürlerinin son anlarını burada geçirerek burada vefat etmeleridir. Antik kentin yanında yer alan Pamukkale Müzesi ni de gezebilirsiniz. Günümüze çok güzel korunmuş bir şekilde ulaşan ve restorasyon çalışmaları 2010 da tamamlanan devasa tiyatronun muhteşem bir akustiği var. O dönemlerde böyle akustiğin yapılması bir hayli şaşırtıcı olsa da bu anlayabilmek için,  tiyatronun herhangi bir basamağına oturarak alkışlayın, akustiği fark edeceksiniz. Hz. İsa nın havarilerinden olan St. Philip in mezarı da burada yer alıyor ziyaret edilebilir. Hristiyanlar için çok büyük öneme sahip olan bu mezar senelerce aranmış ve hep yanlış yer kazılmış en sonunda bulunmuş ve restorasyonu tamamlanmış. Daha sonra nekropol alanına, çeşmeye ve tapınağa doğru gezmek için yola çıkabilirsiniz.
    Bu civarın yakınlarında yer alan son antik kent ise; Tripolis. Köy yollarından gidilerek, su kanalının takip edilip bulunabileceği antik kent, Tepecik Köye devam ederken yakınlarda kalıyor. 3 yıldır kazı çalışmalarının sürdüğü Tripolis Antik Kenti, Roma Dönemine ait sütunlu caddesini ve kilisesini gözlemleyebilirsiniz. Henüz çok yeni sayılan kazı çalışmaları ilerleyen günlerde bakalım gözler önüne hangi antik eseri serecek.

2 yorum:

  1. Laodikeia'ya gittim ama Tripolis ve Hierapolis'i bilmiyordum, bir daha ki Denizli yolculuğumda gidilecekler listeme ekledim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tripolis henüz çok yeni kazı alanına sahip, fakat Hierapolis gayet heybetli bir antik kent :)

      Sil