10 Temmuz 2016 Pazar

Bali; Yaşamın Bitmeyen Bir Tören Gibi Yaşandığı Ada

Bali; Yaşamın Bitmeyen Bir Tören Gibi Yaşandığı Ada

    Hoş kokulu çiçekler, renkli giysiler içinde, güler yüzlü insanlar, sokaklarda tapınaklar, adaklar, gökyüzünde rengarenk, biçim biçim uçurtmalar... Yaşamın sanki bitmeyen bir törenmişçesine telaşsız ve keyifli yaşandığı, sessizliğin dinlenebildiği bir yer Bali Adası...
    Endonezya' yı oluşturan pek çok adadan yalnızca biri Bali Adası ama öteki adalarda yaşanan etnik çatışmalardan pek etkilenmeyen, Hindu inancına uygun bir yaşamın sürdüğü, huzurlu bir ada. Yılın oniki ayı ağırladığı milyonlarca turistin onları izleyen, fotoğraflarını çeken meraklı gözlerine karşın Balililer, turistlerin ruhlarına dokunmasına izin vermeden sakin yaşamlarını sürdürüyorlar...

    Rengarenk dantel bluzları, desenli ipek etekleriyle, başlarının üzerinde, özenle hazırlanmış yiyecek sepetleri taşıyan kadınların arasından akıyor yaşam. Kutsanmak üzere tapınaklara yiyecek taşıyan bu ayakların geçtiği yollar da minik adaklarla dolu.
    İçleri rengarenk çiçekler, pirinç taneleri ve meyve parçalarıyla dolu, palmiye yapraklarından yapılmış bu minik tabaklar, bereket getirmesi ve kötü ruhları kovması umuduyla yalnızca yolları, tapınakları değil, evleri, dükkanları ve otelleri de renklendiriyor. Binaların girişindeki heykellerin beline sarılan siyah-beyaz örtüler, iyiliği ve kötülüğü simgeliyor...

Bali Dans Tiyatrosu

    Bali' deki gezimize dans tiyatrosuna giderek başlıyoruz. Barong dansını seyretmek için açık hava tiyatrosundaki bambu sandalyelerimize oturuyoruz. doğal bir tapınak biçiminde dekore edilmiş taş sahnenin hemen yanında renkli giysiler içerisinde gamelan orkestrası da yerini almış. Çalınan müzik perküsyon ağırlıklı, gonglar, davullar ve bambu flütler kullanılıyor. Biraz sonra renkli makyajları ve farklı maskeleriyle oyuncular ve dansçılar da sahneyi renklendiriyor. Tiyatro ile dansın müthiş birleşimi olan Barong dansında, iyi ruh Barong ile kötü ruh Rangda dans boyunca savaşıyorlar. Yaşamda olduğu gibi hep iyi ve kötü savaş veriyor ama ikisi de bu savaş dansını kazanamıyor, adeta ortada ilahi bir denge var.
    Dans tiyatrosundan sonra biraz da gerçek yaşamın içine doğru hareket edip, köylerden geçiyoruz. Belki de bu dünyada her şeyin geçici olduğuna inanan Hinduizm' in de etkisiyle, Balililer, yoksul ve acı içinde de olsalar, sakin ve doğayla uyumlu bir yaşam sürüyorlar. 
    Öldükten sonra ruhun yeniden canlandığını düşündükleri için, ölüm törenleri için çok para harcıyorlar ve çoğu bu tören için para biriktirdiğinden daha mütevazı bir yaşam tarzını seçiyor. Sokaklarda otomobillerden çok motosiklet var; genci, yaşlısı, hatta dört kişilik ailenin tümü tek bir motosikletin üzerinde tehlikeli de olsa yolculuk yapabiliyor.
    Yol üzerinde tapınağa giden bir tören alayını görünce duruyoruz. Tanrıların "Cennetin dışındayken zaman zaman vakit geçirdikleri evleri" olarak kabul edilen tapınakları güzelleştirmek için çevre halkı tanrılara şükranlarını sunuyor. Bir festival gibi görünen bu tören için tapınaktaki heykellere renkli kıyafetler giydiriliyor, herkes beline renkli kuşaklar takıyor ve yine rengarenk giyinmiş kadınlar tek sıra biçiminde evlerinden çıkıp, tören alayı oluşturarak, başlarının üzerinde taşıdıkları meyve ve çiçek dolu sepetlerle tapınağı renklendiriyorlar.

Hint Su Tapınağı ve Goa Gajah Mağarası

    Bir sonraki durağımız, tropik bir orman içindeki Hint Su Tapınağı ve Goa Gajah Mağarası oluyor. Ortasında heykellerle süslü, kutsal bir havuz bulunan bu tapınak da taze çiçeklerle hazırlanan adaklarla dolu. Havuzun yanındaki Goa Gajah Mağarası' nın girişindeki kayalar, dev bir ejderha başı biçiminde oyulmuş ve içeriye ejderhanın ağzından giriliyor. Hindu ve Budist rahipler tarafından, gözlerden uzak ibadet edebilmek için 11. yüzyılda yapılan bu mağaraya "Fil Mağarası" da deniliyor.
    Balililer adadaki manzaraları da resmettikleri için resim sanatı da bir hayli gelişmiş, hatta bu alanda birden çok ekol ortaya çıkmış. Biz de galeriler cenneti Ubud Bölgesi' ndeki Neka Müzesi' ni gezerek, Bali resim sanatındaki farklı stilleri görüyoruz. Ubud' da irili ufaklı pek çok galeri bulunuyor; Bali manzaraları, portreler, dans figürleri, balıklar, parlak yeşil renkli papağanlar ve minyatür resim tarzındaki tropik görüntüler resimlerin başlıca temalarını oluşturuyor.


Bali Halkı Sanata Çok Yakın

    Halkın sanata yakınlığı dans ve resim dışında tahta oymacılığı, batik sanatı, gümüş işçiliği ve dokuma tezgahlarında da kendini gösteriyor. Tahta heykeller ve eşyalarla dolu bir tahta oymacılığı atölyesini gezdikten sonra adanın en yüksek dağı olan Batur' a doğru yola çıkıyoruz.
    Batur Dağı ve Batur Krater Gölü, yaklaşık olarak 30 bin yıl önce büyük bir volkanın patlaması sonucu oluşmuş. Bu göl adalılar tarafından Tanrıça İda Batara Dewi Ulu Danu' nun evi olarak kabul ediliyor. Dağdaki kaya çatlaklarından çıkan buharlar volkanın tümüyle sönmemiş olduğunun bir işareti. Batur Dağı ve gölüne bakan terasıyla bizi karşılayan restoranda öğle yemeği için mola veriyoruz.
    Bali yani Endonezya mutfağının temel taşı pilav. Kavrulmuş ve haşlanmış olarak iki ayrı şekilde hazırlanan pilav, sebzeler, etler ve tabi ki deniz ürünleriyle beraber yeniyor. Bir de çeşit çeşit, lezzetli tropikal meyveler var. Papaya, mango, muz, rambutan, guavo, yıldız meyvesi ve "Salak" ismindeki yılan meyvesi gibi... 

    Yemyeşil ormanları, tropik ekim alanları ve farklı kumsallarıyla doğanın oldukça cömert davrandığı Bali' de hayat turizm haricinde pirinç üzerine kurulduğundan biz de yemek sonrasında pirinç tarlalarını görmek için Tirtagangga Bölgesi' ne gidiyoruz. Yemyeşil setler şeklinde uzayan, palmiye ağaçlarıyla süslü pirinç tarlalarında, hasırdan örülmüş üçgen şapkaları altında çiftçiler çalışıyorlar... Bu görüntüye bir de sudaki böcek ve yosunları yemekle görevli dizi dizi ördekler de eklenince ortaya adeta harikulade bir tablo çıkıyor...
    Akşamüzeri güneş veda etmeye hazırlanırken, Bali' nin en güzel ve en ilginç kıyılarından birine, Jimbaran' a gidiyoruz.
    Kumsalın biraz gerisinde, yanyana dizilmiş restoranlardan birinin önündeki tahta masalara oturuyoruz. Ayaklarımız kumda, önümüz deniz, göğün önce laciverte sonra kızıla boyanmasıyla, dalgaların okşadığı kumsal da renk değiştiriyor sanki. Gökyüzü iyice karanlık olup, yıldızlar çıkınca, masalardaki mumlar da kumsalın yıldızları oluyor sanki.
    Büyük bir balık halinin bulunduğu bu koydaki restoranlar da küçük birer balıkçı gibi. Girişteki cam bölmelerde çok çeşitli deniz ürünleri ve balıkları var. Taze pişirilen ve palmiye yapraklarında sunulan bu deniz ürünleri ve kumsaldaki atmosfer, keyifli ve bir o kadar da unutulmaz gece yaşatıyor misafirlerine...

Bali Masajı

    Bali' deki bir diğer unutulmaz deneyim de Bali Masajı. Sessiz ve son derece sade döşenmiş masaj odalarında, farklı kokulardaki yağlar, karışımlar ve çiçekler kullanılarak yapılan ve bir tören havasında geçen bu masaj gerçekten çok olağanüstü, rahatlatıcı ve insana huzur veriyor.
    Biraz daha huzur istiyorsanız, Ulu Watu Tapınağı' na gitmenizi tavsiye ederim. Adanın en güneyinde, okyanusa komşu yüksek bir kayanın üzerinde yer alan, 11. yüzyılda yapılan bu tapınak, uçurumun hemen kenarında yer alıyor. Üç kademeli, çatısı sazlarla örtülü tapınağın asıl büyüleyici yanı, uçuruma karşı cesurca duruşu. En uç kısımda durduğunuzda Hint Okyanusu' nun azgın dalgalarının, aşağıdaki kayalara vurup, köpük köpük geri çekilmesi ve sanki içimizden geçer gibi esen rüzgar tüm yükümüzü ve yorgunluğumuzu alıp, bizi hafifletiyor...


    Ulu Watu' nun gerçek ev sahipleri, tapınağın içinde bulunduğu ormanda yaşayan, çevrede koşuşturan  ve aslında Tanrılara getirilen meyvelerin de tadına bakan maymunlar. Daha fazla maymun görmek isterseniz Maymunlar Ormanı' na da gidebilirsiniz. Burada ormandaki patikada, irili ufaklı anne, baba, bebek ve dede maymunların aile yaşamlarının arasından yürüyüp geçebilir, yemek yiyişlerini, birbirleriyle oynamalarını izleyebilirsiniz, hatta dilerseniz onları besleyebilirsiniz bile.

    Okyanusu simgeleyen sularla sarmalanmış Mengwi' de Büyük Kraliyet Tapınağı' nı da gezdikten sona gün batımını izlemek için Tanah Lot Tapınağı' na doğru yola koyuluyoruz. Hediyelik eşya dükkanlarının arasından yürüyerek okyanus kıyısındaki kumsala ve buradaki kayalıklarda yer alan tapınağa ulaşıyoruz. Dalgalar, zamanla kayaları aşındırarak katmanı ilginç biçimlere sokmuş ve tapınak kumsalın kenarındaki büyük kaya üzerine yapılmış. Burada yüksek bir yerde oturup gün batımını bekliyoruz.
    Oturduğumuz yer, evlerin bahçelerinde de bulunan dört ayaklı, sazdan çatılı tahta bir sedir. Adalılar, burada oturunca tüm düşüncelerinden sıyrılıp, yorgunluklarından ve sorunlarından arındıklarına inanıyorlar.


    Bali' deki köyleri, tapınakları gezmenin yanısıra Giyanmar' daki gibi pazar yerine gidip, satılan ilginç meyve, sebze, yiyecekler, giysiler ve çiçekler arasında da dolaşabilirsiniz. Ayrıca siyah kumlu veya beyaz kumlu değişik kumsallarından istediğinizde yüzebilir, şnorkel ve dalış turlarına katılarak deniz altının renkli dünyasını keşfedebilir, ya da buna uygun plajlarda sörf yapabilirsiniz.
    Bali' de eğlencenin merkezi olan Kuta sahilinde gün batımını izlemek; ormanda fil sırtından gezinti yapmak; çevre adalara düzenlenen gezi turlarına katılmak ve rengarenk, kocaman değişik şekillerdeki uçurtmaların uçurulduğu, uçurtma şenliklerini izlemek de Bali' de yapabileceğiniz diğer aktiviteler arasında yerini alabilir...


    Bali Adası, yılın her mevsiminde kumsallar, göletler, nilüfer havuzları ve rengarenk çiçekler arasında, doğa ile son derece uyumlu, törensel bir yaşam şeklini, sessizlik, huzur ve mutluluğu sunmaya hazır şekilde ziyaretçilerini bekliyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder