20 Eylül 2014 Cumartesi

Davutlar - Güzelçamlı - Kuşadası



    Kuşadasına çok yakın bir ilçe olan Davutlar ile 12 yıl önce tanışmıştık. Ayak bastığımın ilk anları, büyük bir sempatiklikle bağrına basmıştı bizi. O an orada bulduğum huzuru ve mutluluğu, ilerki yıllarda gidişimde dozu daha da azalmış olarak yaşadım fakat, atmosferini hep sevmişimdir. Geçen yılların üzerime yüklediği farklı yaşanmışlıklar, bakış açımda sapmalara da neden olmuş olabilir.
    Konakladığımız yer, tanıdık aracılığıyla bulunmuş ufak ama sevimli bir oteldi. Zaten o civardaki çoğu otel, o dönem o şekildeydi. Şimdi sevgi plajı boyunca, lüks otellere rastlanıyor. Minicik bir meydanı vardı davutların. Köşede hem lokma tatlısı yapan, hem de kebabın çeşitleri ile araya pizza bile sıkıştırabilen bir restoran bulunuyordu. Yanında açık tezgahlarda, çeşitli gümüş takılar satan bir kaç dükkan, karşı köşesinde kapalı ufak bir dükkanda değişik tarzlarda hediyelik eşyalar, renk renk biblolar satan bayan ve meydanın ortasındaki doktor kabini -ki genelde doktoru pek görmüşlüğüm yoktu- bulunuyordu. Ama gözlemeciler hem pratik, hem lezzetli bir de en ucuzuydu sanırım. Meydandan denize giden yolun iki yanında büyük palmiye ağaçları uzanıyordu. Palmiye ağaçlarına her zaman inanılmaz bir ilgim olmuştur. Yani bence mezarlıklara bile palmiye eksek; o kasvetli hava dağılır, ziyarete gelenlerin içi sanki biraz daha ferahlar gibi geliyor bana...
    Davutların plajı çok uzun, Güzel Çamlı' ya doğru uzanıyor. Yıllardır genelde mavi bayraklı plaj seçiliyor. Ama şu denizin dalgasıyla gelen ince, uzun siyah yosun yaprakları olmasa. Kıyıda birikip minik tepecikler oluşturacak kadar fazlalar. Onlara baktığınızda eski müzik kasetlerinin içindeki o ince filmler çıkarılıp, sanki kıyıda yığınlar oluşturulmuş gibi hissedebilirsiniz.
    Denizi orta serinlikte kum ve genelde dalgalı olurdu. Kum plaj enine de genişti. Orsen sitesine ait etrafı ağaçlarla, şimşirlerle çevrili zemini orjinal çim, büyükçene bir bahçe cafe, bar hizmeti veriyordu. Eski filmlerdeki gibi aydınlatma; masalardaki mumlar, kenarlarda yerlerde duran küplerin içindeki lambalar ve yukarıdan çamaşır ipi gibi gerilmiş kablolardan sarkan hasırdan lambaların loş ışıklarıyla sağlanıyordu. Ambiyans görülmeye değerdi. Köşede ufak loş sahnede; gitar eşliğinde bayan solistin güzel sesiyle sunulan, canlı müzikte tuzu biberi oluyordu. Bu kısım gençlere ait taraftı. Bu bahçeden görülmeyen arka tarafında kalan, beyaz mermerli çay bahçesi benzeri yerde genelde yaşça emekliliğine ulaşmış aynı yaşlardaki bay ve bayanlara briç, okey gibi oyunlarla yazlık muhabbetleri sunuyordu. Her yıl gelen yazlıkçılar ve onların tatlı muhabbetleri, güler yüzleri hala hafızamdadır. Böyle küçük yerlerde insanların birbirlerine karşı, bu denli sıcak kanlı davranışları beni çok mutlu ediyor, sanki dünyada daha az kötülüğün olduğuna inanmaya başlar gibi oluyorum.
    Davutlara yolunuz düşerse, bir gecenizi bu sevimli kasabada geçirmeye çalışın. Kabul ediyorum, burası bir yazlıkçı kasabası fakat yeşil bahçeli 2-3 katlı panjurlu villaların, şimşirli labirentimsi yollarında dolanırken denizden gelen esintiyle birlikte huzurlu ve dingin hissetmemeniz elde değil... Son olarak da burada güneş denizden battığı için, izlemesi büyük keyif veren bir renk cümbüşü oluyor benden söylemesi...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder