10 Şubat 2015 Salı

Kadim Türk Yurdu Moğolistan...

    Geçmişimizin 1300 yıl öncelere dayandığı Türklerin ana yurdu Moğolistan. Türkiye nin iki kat büyüklüğüne sahip olmasına rağmen, %95 i Budist, %5 i Müslüman olan halk nüfusu 2,7 milyon civarında. Ülkede heybetli Budist Tapınakları var. Dünyanın belkide en soğuk 3 başkenti sıralamasında yer alan başkent Ulan Batur hoşgörülü, sıcak insanlarıyla, soğukluğunu bir nebze de olsa unutturuyor.

    Halkın bir kesimi kentlerde yaşarken, diğer bir kesim var ki atalarının izinden gidip; bozkırlarda “Ger” dedikleri ve -yurt- anlamına gelen çadırlarında hayatlarını sürdürüyor. Gerler onlar için basit bir çadır değil, üç kuşağın bir arada yaşadığı bu yerler onların evleri, yurtları. Bilirsiniz ki at sütünden yapılan kımız içkileri yerel olan ve sürekli tükettikleri bir içki, bu konuklarına ikram edilenlerin başında yer alan bir içki, bunu ise sert kurutulmuş peynir ikramı takip ediyor.  At sağma işi inek sağmaktan daha zormuş, çünkü at daha çabuk strese giren, çevik bir hayvan; bunun da kolayını bulmuşlar önce yavrusunun attan süt emmesini sağlıyorlar, ardından onu çekip, sağma işlemini gerçekleştiriyorlar. Yapılışında ise bir inek tulumu kullanıyorlar ve içine döktükleri at sütünü, hemen hemen üç bin kez bir sopayla karıştırıyorlar, bir gün boyunca bekletiyorlar. Böylece içmeye hazır hale gelen Kımız oluşuyor. Ama ilginçtir ki bu içeceği tulumda 10 ay civarı bekletirlerse, alkolleşiyor ve sarhoş edebilen bir içkiye dönüşüyor. Bozkır insanları, şehirdeki yaşamı umursamıyorlar ve kentlere hiç gitmiyorlar, onlar atalarından kalan geleneklerle bozkır yaşamlarını özgürce sürdürüyorlar.

    Şehir ise bambaşka, günümüze son derece uyumlu, trafikte son model arabaları ve gençlerin giysileriyle bozkırlılardan çok farklı bir hayatları olduğu belli.
    İsmini her cihana duyurmuş, acımasız Moğol İmparatoru Cengiz Han ın saldırılarından korkan Çinlilerin Çin Seddi gibi bir yapı inşaa etmesi, Cengiz Han ın ne kadar kararlı ve gözü pek imparator olduğunun kanıtı. Cengiz Han ın döneminde akınlara gittikleri atların torunları ise günümüze kadar ulaşmış ve çok değerliler. Çocuklar atlarla büyüyor, kendileri eğitiyor kısacası onların her şeyi diyebiliriz. Moğollara ait geleneksel bir çalgı olan Morin-Hur un telleri atın kuyruğundaki kıllardan yapılıyor, ayrıca at figürleri de onların hayatının her kısmında yer alıyor. Bu hayvanlarla aralarında yüzyıllardır kurulmuş bağ, günümüzde de büyük bir özenle devam ediyor.
    Moğolistan ın çok uzun yıllar önceki tarihinde, Gobi Çölü dinazorlara yaşam alanlığı yapmış bir yer ve Dünyanın ilk Dinazor fosili 1965 yılında Moğolistan da bulunmuş. Konumu gereği gözlerinin alabildiğine çöl var burada ve Tull Nehri de olmasa, hiç su kaynağı göremeyecekler. Hayatında hiç deniz görmemiş ve göremeyecek olan çoğu Moğol için Tull Nehri çok önemli bir kaynak. Ayrıca gezebileceğiniz bir diğer yerde Dinazor Kemiklerinin sergilendiği Milli Müze.
    Yılın her Temmuz ayında kutladıkları ve onlar için çok önem teşkil eden Naadam Bayramı. Bu bir tür spor ve yarış müsabakası, güreşçiler, okçular ve atçılar kıyasıya bir yarış içinde ve hepsi de Cengiz Han ın gücüne erişebilme isteğiyle hünerlerini gösteriyorlar.

    Moğolistan, içinde çok tarih barındırıyor; İlk Türk Tarihinin yazıldığı Orhun Kitabeleri bu ülkeye geldiyseniz mutlaka görmeniz gereken çok önemli bir yere sahip. Karakum denen bölgede bir bozkırda inen uçak sizi bir minibüse aktaracak ve yarım saat sonra Orhun Kitabelerinin olduğu yere varacaksınız. Etrafı tellerle çevrili Orhun Kitabelerinin. Gök Tanrıya ve Tanrının tek olduğuna inanan Göktürkler, diktikleri Çince, Uygurca yazıtların her birimde, yaptıklarını, savaşlarını ve kahramanlıklarını anlatmışlar. Moğollar yazıtlara pek iyi bakamamışlar ve koruyamamışlar, çoğu gelecekte yok olmaya terk edilmiş gibi kaderlerine bırakılmış.
     Moğolistan ın bahsettiğimiz geleneksel çalgısı Morinhur yanınızda götürebileceğiniz iyi bir hatıra olacaktır, satın alabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder